Sürekli başkaları ile karşılaştırılmak....

Mimoza08

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2021
461
592
Merhabai
Hızlıca başlıyorum..

31 yaşıdayım.. küçüklüğümde başarılı bir çocuktum. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. Hep o sınıfın en sessiz kızıydım.
Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Annem, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı (ayrıcada gençken çok agresif biriydi).. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek bir şey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Bana annemde babamda hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Çünkü onlar çevrede okul birinciliklerini falan görüyorlardı.Çıtaları hep en üstteydi. Ailede benim hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umut yoktu. Ha bu arada, onların bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ders çalıştıralım, kursa gönderelim destek olalım gibi bir düşünceleride olmadı. Maddi imkanımız yoktu - annem hayatı boyunca hiç çalışmadı, babam ise sadece 7 yıl biryerlerde işçi olarak çalıştı -, ben dersane yüzü görmedim yada ailem eğitimli insanlar değildi biri lise diğeri ortaokul mezunu, hiç bişeyde bilgileri yoktu. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onlar için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti annem.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Kimse memnun olmadı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterımı yaptım, uluslar arası bir firmada çalışmaya başladım.. Kısa bir süre memnun oldular...Ama kuzenim doktordu türkiyede geçen seneye kadar ve Londra'ya taşındı eylül ayında. Maaşı 10 bin pound'muş.. benim tabi yarısından bile az ama mutluydum ve zengin hissediyordum - onlara bile üç beş birşeyler gönderyordum-, her ihtiyacımı karşılıyordum. (ben Londra da değilim daha fakir bir avrupa ülkesindeyim 😅).. Şimdide başladı annem sürekli söylenmeye 'aah onun maaşı şöyle böyle, okudu kazandı ve oldu, seninde en azından şöyle olmalı, o türkiyeye ziyarete gelirken herkese en üst markalardan, çanta mont ayakkabı hediyeleri alıp gelmiş, yapabilmiş.. şirketinle konuş sana zam gelmeli bunun zamanı geldi, yada işini değiştir, madem gurbettesin sende iyi kazanır olabilmelisin'. Önceden yoktu bu, (benim kuzen Londra ya gitmeden önce) buraya ilk geldiğimde bin euro bile kazansan ne iyi para modundaydık. Hay o çocuk Londra ya taşınmaz olaydı diyorum şuan.......

Karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyor ki... Ama benimki çok takıntılı bir şeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının başarılarını ve kazancını konuşmaktan kendisini alamaz.

Kendimi çok kötü hissediyorum bugün, çünkü son konuşmamızda telefonda bana o son söylediğim şeyleri dedi 'şirketinle konuş zam yapsınlar yada değiştir işini, o 10 bin pound kazanıyormuş herkese üst marka hediyeler getirdi' falan filan... Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
 
Son düzenleme:
Merhabai
Hızlıca başlıyorum..

31 yaşıdayım.. küçüklüğümde başarılı bir çocuktum. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. Hep o sınıfın en sessiz kızıydım.
Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Annem, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı (ayrıcada gençken çok agresif biriydi).. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek bir şey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Bana annemde babamda hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Çünkü onlar çevrede okul birinciliklerini falan görüyorlardı.Çıtaları hep en üstteydi. Ailede benim hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umut yoktu. Ha bu arada, onların bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ders çalıştıralım, kursa gönderelim destek olalım gibi bir düşünceleride olmadı. Maddi imkanımız yoktu - annem hayatı boyunca hiç çalışmadı, babam ise sadece 7 yıl biryerlerde işçi olarak çalıştı -, ben dersane yüzü görmedim yada ailem eğitimli insanlar değildi biri lise diğeri ortaokul mezunu, hiç bişeyde bilgileri yoktu. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onlar için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti annem.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Kimse memnun olmadı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterımı yaptım, uluslar arası bir firmada çalışmaya başladım.. Kısa bir süre memnun oldular...Ama kuzenim doktordu türkiyede geçen seneye kadar ve Londra'ya taşındı eylül ayında. Maaşı 10 bin pound'muş.. benim tabi yarısından bile az ama mutluydum ve zengin hissediyordum - onlara bile üç beş birşeyler gönderyordum-, her ihtiyacımı karşılıyordum. (ben Londra da değilim daha fakir bir avrupa ülkesindeyim 😅).. Şimdide başladı annem sürekli söylenmeye 'aah onun maaşı şöyle böyle, okudu kazandı ve oldu, seninde en azından şöyle olmalı, o türkiyeye ziyarete gelirken herkese en üst markalardan, çanta mont ayakkabı hediyeleri alıp gelmiş, yapabilmiş.. şirketinle konuş sana zam gelmeli bunun zamanı geldi, yada işini değiştir, madem gurbettesin sende iyi kazanır olabilmelisin'. Önceden yoktu bu, (benim kuzen Londra ya gitmeden önce) buraya ilk geldiğimde bin euro bile kazansan ne iyi para modundaydık.
Karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyor ki... Ama benimki çok takıntılı bir şeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının başarılarını ve kazancını konuşmaktan kendisini alamaz.

Kendimi çok kötü hissediyorum. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
Benim kuzenimde böyleydi annem hiç övmezdi o kızı. Keşke övseymiş bi kıyaslama nelere kadir. Hayatın kurtulmuş
 
Merhabai
Hızlıca başlıyorum..

31 yaşıdayım.. küçüklüğümde başarılı bir çocuktum. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. Hep o sınıfın en sessiz kızıydım.
Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Annem, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı (ayrıcada gençken çok agresif biriydi).. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek bir şey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Bana annemde babamda hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Çünkü onlar çevrede okul birinciliklerini falan görüyorlardı.Çıtaları hep en üstteydi. Ailede benim hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umut yoktu. Ha bu arada, onların bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ders çalıştıralım, kursa gönderelim destek olalım gibi bir düşünceleride olmadı. Maddi imkanımız yoktu - annem hayatı boyunca hiç çalışmadı, babam ise sadece 7 yıl biryerlerde işçi olarak çalıştı -, ben dersane yüzü görmedim yada ailem eğitimli insanlar değildi biri lise diğeri ortaokul mezunu, hiç bişeyde bilgileri yoktu. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onlar için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti annem.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Kimse memnun olmadı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterımı yaptım, uluslar arası bir firmada çalışmaya başladım.. Kısa bir süre memnun oldular...Ama kuzenim doktordu türkiyede geçen seneye kadar ve Londra'ya taşındı eylül ayında. Maaşı 10 bin pound'muş.. benim tabi yarısından bile az ama mutluydum ve zengin hissediyordum - onlara bile üç beş birşeyler gönderyordum-, her ihtiyacımı karşılıyordum. (ben Londra da değilim daha fakir bir avrupa ülkesindeyim 😅).. Şimdide başladı annem sürekli söylenmeye 'aah onun maaşı şöyle böyle, okudu kazandı ve oldu, seninde en azından şöyle olmalı, o türkiyeye ziyarete gelirken herkese en üst markalardan, çanta mont ayakkabı hediyeleri alıp gelmiş, yapabilmiş.. şirketinle konuş sana zam gelmeli bunun zamanı geldi, yada işini değiştir, madem gurbettesin sende iyi kazanır olabilmelisin'. Önceden yoktu bu, (benim kuzen Londra ya gitmeden önce) buraya ilk geldiğimde bin euro bile kazansan ne iyi para modundaydık.
Karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyor ki... Ama benimki çok takıntılı bir şeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının başarılarını ve kazancını konuşmaktan kendisini alamaz.

Kendimi çok kötü hissediyorum. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
Sizin yerinizde olmak için can atan ne kadar insan var,bunun farkında mısınız?Emin olun sizden daha iyi imkanlara sahip olan insanların hayatları da dört dörtlük değildir.Annenizin yaptığını tasvip etmiyorum tabi ki ama siz de biran önce bu kurban psikolojisinden kurtulup,sahip olduğunuz hayatın kıymetini bilin.
 
Şimdi siz de ailenizi beğenmiyorsunuz değil mi hem eğitim olarak hem de çocuk yetiştirme stratejilerini . Hayatlarında bir şey değişiyor mu onların ? Hayır. Daha iyisi için çabalıyorlar mı ? Hayır . Siz de benzer şekilde onlar sizin hakkında olumsuz düşünürken kendinizi onlara beğendirmek için uğraşmayacaksınız. Artık bunları duymak istemiyorum ben hayatımdan memnunum . Herkes kendi hayatına baksın demelisiniz . Anneniz sizin hakkında olumlu şeyler söyleyince ne olacak ki , bu yaştan sonra sizi tatmin de etmeyecek. Olan olmuş , kötü bir çocukluk geçirilmiş bu noktada. Artık önünüze bakmalı şu geçici ömürde keyif alma odaklı olmalısınız .
 
Sizin yerinizde olmak için can atan ne kadar insan var,bunun farkında mısınız?Emin olun sizden daha iyi imkanlara sahip olan insanların hayatları da dört dörtlük değildir.Annenizin yaptığını tasvip etmiyorum tabi ki ama siz de biran önce bu kurban psikolojisinden kurtulup,sahip olduğunuz hayatın kıymetini bilin.
yerimde olmak için can atan insanlar mı???? K.çını yırtıp, süreçte acı çeken herkes benim yaptığımı yapabilir. Ben özel falan değilim
 
yerimde olmak için can atan insanlar mı???? K.çını yırtıp, süreçte acı çeken herkes benim yaptığımı yapabilir. Ben özel falan değilim
Yurtdışına calismanizdan bahsediyorum,ülkede her şeyin çivisi çıktı farkındaysanız.Turkiye'de yüksek eğitim alıp,asgari ücret karşılığında bir taraflarını yırtan çok genç var.Ne kadar kurban psikolojisinden çıkamasaniz da şanslı bir insansınız.Kabul edin.
 
Merhabai
Hızlıca başlıyorum..

31 yaşıdayım.. küçüklüğümde başarılı bir çocuktum. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. Hep o sınıfın en sessiz kızıydım.
Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Annem, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı (ayrıcada gençken çok agresif biriydi).. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek bir şey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Bana annemde babamda hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Çünkü onlar çevrede okul birinciliklerini falan görüyorlardı.Çıtaları hep en üstteydi. Ailede benim hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umut yoktu. Ha bu arada, onların bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ders çalıştıralım, kursa gönderelim destek olalım gibi bir düşünceleride olmadı. Maddi imkanımız yoktu - annem hayatı boyunca hiç çalışmadı, babam ise sadece 7 yıl biryerlerde işçi olarak çalıştı -, ben dersane yüzü görmedim yada ailem eğitimli insanlar değildi biri lise diğeri ortaokul mezunu, hiç bişeyde bilgileri yoktu. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onlar için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti annem.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Kimse memnun olmadı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterımı yaptım, uluslar arası bir firmada çalışmaya başladım.. Kısa bir süre memnun oldular...Ama kuzenim doktordu türkiyede geçen seneye kadar ve Londra'ya taşındı eylül ayında. Maaşı 10 bin pound'muş.. benim tabi yarısından bile az ama mutluydum ve zengin hissediyordum - onlara bile üç beş birşeyler gönderyordum-, her ihtiyacımı karşılıyordum. (ben Londra da değilim daha fakir bir avrupa ülkesindeyim 😅).. Şimdide başladı annem sürekli söylenmeye 'aah onun maaşı şöyle böyle, okudu kazandı ve oldu, seninde en azından şöyle olmalı, o türkiyeye ziyarete gelirken herkese en üst markalardan, çanta mont ayakkabı hediyeleri alıp gelmiş, yapabilmiş.. şirketinle konuş sana zam gelmeli bunun zamanı geldi, yada işini değiştir, madem gurbettesin sende iyi kazanır olabilmelisin'. Önceden yoktu bu, (benim kuzen Londra ya gitmeden önce) buraya ilk geldiğimde bin euro bile kazansan ne iyi para modundaydık. Hay o çocuk Londra ya taşınmaz olaydı diyorum şuan.......

Karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyor ki... Ama benimki çok takıntılı bir şeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının başarılarını ve kazancını konuşmaktan kendisini alamaz.

Kendimi çok kötü hissediyorum. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.
Bence herkes şu yaşadığı hayatta biricik ve eşsiz. Siz de öylesiniz. Hatalarınızla, doğrularınızla ve en önemlisi ailenizin açtığı takıntılarınız ve travmalarınızla. Bazen aileler isteyerek yada istemeden böyle tutumlarda bulunabiliyor.
Bunun İçin psikolojik destek almanızı öneririm. Çocukluktan gelen kendinizi yetersiz hissetme ve diğer tutumlar hakkında muhakkak iyi gelecektir.
Çok daha mutlu, özgüvenli, aydınlık günler olsun 🌸🌸
 
Merhabai
Hızlıca başlıyorum..

31 yaşıdayım.. küçüklüğümde başarılı bir çocuktum. Tembel yada akılsız değildim. Haylaz hiç değildim. Hep o sınıfın en sessiz kızıydım.
Ama zeka küpü bir kuzenim vardı, aynı yaştayız, o okulda ödül falan alırdı, okul birincisi seçilirdi her yıl. Annem, girdiğimiz her ortamda kuzenimi över ondan bahsederdi. Benim konum hiç geçmezdi.
Bana çok sevgi göstermezdi küçükken, bir şekilde memnun olmazdı (ayrıcada gençken çok agresif biriydi).. En güzel, en zeki, en başarılı, en yetenekli falan değildim. Normal bir çocuktum, bende takdir edecek bir şey bulamazdı. Beni aşağılık kompleksine sokan şey beni övmemesindense, sürekli en olanlardan bahsetmesiydi. Mesela kuzenimden bahsederken onun teyzesi olduğu için gururlana gururlana konuşurdu ama ben çok siliktim.

Liseye geçtiğimde eskisi kadar iyi de değildi notlarım artık 3ler 4ler vardı karnemde. Zar zor taktir teşekkür falan alıyodum okulda. Bana annemde babamda hep aşağı zekalıymışım gibi davrandı o dönem. Çünkü onlar çevrede okul birinciliklerini falan görüyorlardı.Çıtaları hep en üstteydi. Ailede benim hiç üniversiteyi kazanabileceğime dair umut yoktu. Ha bu arada, onların bu kadar üstün şeylerde gözü varkende, ya ders çalıştıralım, kursa gönderelim destek olalım gibi bir düşünceleride olmadı. Maddi imkanımız yoktu - annem hayatı boyunca hiç çalışmadı, babam ise sadece 7 yıl biryerlerde işçi olarak çalıştı -, ben dersane yüzü görmedim yada ailem eğitimli insanlar değildi biri lise diğeri ortaokul mezunu, hiç bişeyde bilgileri yoktu. Kendi kendime ne isem oydum. Ve onlar için bu hiç yeterli değildi. Bana üniversite sınavından önce okusanda bişey olamazsın çünkü bu hayatta önemli olan en iyisi olmak demişti annem.

Neyse üni. sınavını kazandım. İyi bir şehir iyi bir okulda. Ama yine en top nokta değil (Koç, Boğaziçi falan değil yani bi tık altı).. Kimse memnun olmadı.
Bu arada ben okudum, çalışma hayatına girdim sonra yurtdışında master yaptım, sonra ikinci masterımı yaptım, uluslar arası bir firmada çalışmaya başladım.. Kısa bir süre memnun oldular...Ama kuzenim doktordu türkiyede geçen seneye kadar ve Londra'ya taşındı eylül ayında. Maaşı 10 bin pound'muş.. benim tabi yarısından bile az ama mutluydum ve zengin hissediyordum - onlara bile üç beş birşeyler gönderyordum-, her ihtiyacımı karşılıyordum. (ben Londra da değilim daha fakir bir avrupa ülkesindeyim 😅).. Şimdide başladı annem sürekli söylenmeye 'aah onun maaşı şöyle böyle, okudu kazandı ve oldu, seninde en azından şöyle olmalı, o türkiyeye ziyarete gelirken herkese en üst markalardan, çanta mont ayakkabı hediyeleri alıp gelmiş, yapabilmiş.. şirketinle konuş sana zam gelmeli bunun zamanı geldi, yada işini değiştir, madem gurbettesin sende iyi kazanır olabilmelisin'. Önceden yoktu bu, (benim kuzen Londra ya gitmeden önce) buraya ilk geldiğimde bin euro bile kazansan ne iyi para modundaydık. Hay o çocuk Londra ya taşınmaz olaydı diyorum şuan.......

Karşılaştırma hiç bitmedi hayatımda. Annem yaşlandıkça yumuşadı bana davranışları vs. ama hala benimle hiç övünmez. Belki diceksiniz amaan hangimizin ailesi bizle övünüp duruyor ki... Ama benimki çok takıntılı bir şeylerde en iyi olunmasına, ve bana hissettirdiği hep, herkesi övüp beni övmediğine göre ben hiç yeterli değilim.

Bende hep taktım kafama. Neden ben o mevkide değilim. Daha çok yapmalıyım daha çok yapmalıyım. Koş koş... Yıllardır çok yoruldum koşmaktan, çünkü yetişemeyeceğim ciğere koşuyorum. Ve hep özgüvensizim, yetersiz hissediyorum.
Annemse hala daha, başkasının evliliğindeki mutluluğu, başkasının işinde ki makamını, başkasının çalışmaktaki hırsını, başkasının başarılarını ve kazancını konuşmaktan kendisini alamaz.

Kendimi çok kötü hissediyorum. Bende yapıyorum elimden geleni ama hayat bana daha ortalama şeyler sundu belki. Bilmiyorum..
Farkındalıklarım oluşmaya başladı, ama bunu nasıl aşacağımı bilmiyorum.

bence hiçbir şey için olmasa bile kendi iç huzurunuz için terapi almalısınız. çocukluktan gelen bir sorun var ve bunu iyice çözümlemeniz gerekiyor. pek çok kişiye bu yazdıklarınız önemli görünmeyebilir ama hayata ve kendinize bakışınızı etkileyen bir özgüven sorunu olduğunu düşünüyorum ben. yüksek standartlara sahip ebeyenlerin çocukları üzerinde çok yıkıcı etkileri olabiliyor ne yazık ki. terapiye en azından bir şans vermenizi tavsiye ederim.
 
Yurtdışına calismanizdan bahsediyorum,ülkede her şeyin çivisi çıktı farkındaysanız.Turkiye'de yüksek eğitim alıp,asgari ücret karşılığında bir taraflarını yırtan çok genç var.Ne kadar kurban psikolojisinden çıkamasaniz da şanslı bir insansınız.Kabul edin.
yurtdışında çalışma aşamasına gelmem kolay olmadı onu diyorum. Ülkede ne çivilerin çıktığından haberdarım. Ama benim durumuma gelmekte büyük sabır, özveri gerektiren bir şeydi. Hiç kolay olmadı inanın.. Sıcak yatağınızı bırakıp, destek görebileceğiniz insanları arkada bırakıp, yurtdışında bambaşka bişeye başlamak hiç kolay değildi. Çoook uzun süre hiç param olmadı - okurken -, pastanın tadını unuttum, ama öyle canım istiyorduki nede pişirmeye ne almaya param oldu. O kremanın tadını özlemiştim. 2 yıl sonra, ilk maaşımla pastaneye gidip bir dilim cheesecake yediğimi hatırlıyorum:) Nasıl güzeldi...
Çok az insan bunca şeyi çeker, (aileden gelen başarı beklentisi sonucu)
 
Basta annen/ailen olmak üzere kimseyi takma.
Süper bir konumdasin ve keyfini çıkar.
Evladina ne sevgi ne ilgi vermemiş, üstüne üstlük hem kucukken hem bu yasinda travmalara sebep olan bir anne/babaya da fazla yakınlaşma. Bak hayatına.
 
yurtdışında çalışma aşamasına gelmem kolay olmadı onu diyorum. Ülkede ne çivilerin çıktığından haberdarım. Ama benim durumuma gelmekte büyük sabır, özveri gerektiren bir şeydi. Hiç kolay olmadı inanın.. Sıcak yatağınızı bırakıp, destek görebileceğiniz insanları arkada bırakıp, yurtdışında bambaşka bişeye başlamak hiç kolay değildi. Çoook uzun süre hiç param olmadı - okurken -, pastanın tadını unuttum, ama öyle canım istiyorduki nede pişirmeye ne almaya param oldu. O kremanın tadını özlemiştim. 2 yıl sonra, ilk maaşımla pastaneye gidip bir dilim cheesecake yediğimi hatırlıyorum:) Nasıl güzeldi...
Çok az insan bunca şeyi çeker, (aileden gelen başarı beklentisi sonucu)
Bakın,kimse sizin gibi bir konuma kolay kolay gelemez.Ben size aaa ne güzel,haline şükret demiyorum ama Türkiye'de ailelerin çoğu farkında olsun ya da olmasın çocuklarına bu tür travmalar yaratabiliyor.Anlatmaya çalıştığım,anneniz tabi ki sizi geçmişte çok üzmüş ama bu kurban psikolojisinden biran önce sıyrılmaniz gerekiyor.Tabi ki affetmeyin size yapılan haksızlığı ama gerekirse psikolojik destek alarak hayatınızı mutlu bir şekilde yaşamaya çalışın.Emin olun kuzeninizin de türlü türlü dertleri vardır.
 
yurtdışında çalışma aşamasına gelmem kolay olmadı onu diyorum. Ülkede ne çivilerin çıktığından haberdarım. Ama benim durumuma gelmekte büyük sabır, özveri gerektiren bir şeydi. Hiç kolay olmadı inanın.. Sıcak yatağınızı bırakıp, destek görebileceğiniz insanları arkada bırakıp, yurtdışında bambaşka bişeye başlamak hiç kolay değildi. Çoook uzun süre hiç param olmadı - okurken -, pastanın tadını unuttum, ama öyle canım istiyorduki nede pişirmeye ne almaya param oldu. O kremanın tadını özlemiştim. 2 yıl sonra, ilk maaşımla pastaneye gidip bir dilim cheesecake yediğimi hatırlıyorum:) Nasıl güzeldi...
Çok az insan bunca şeyi çeker, (aileden gelen başarı beklentisi sonucu)
Anne baba da olsa bazen sallamamak lazım.
 
Konunuzu okurken başta aileniz fazla mukemmelliyetci, kendileri de yuksek egitimli oldugu için size daha yuksek hedefler koyuyorlar vs sanmiştim alakasi yokmuş. Evde oturmaktan başka bir şey yapmayan annenize neden bu kadar kafayi takiyorsunuz ki? Kendisi hic bir sey basarmamiş biri tabi ki milletin şuyunu buyunu konuşur karşilaştirir evde oturup. Cunku yapacak baska sey yok.

Onemli olan en iyisi olmakmişmiş. Kendisi en iyisi olmadigi için mi "en iyisi degilim bari evde oturayim aksama kadar" diye dusunmuş? 🙄 Bu mu mantikliymiş.

Bilmiyorum siz anneniz diye hep gozune girmeye calişiyorsunuz tabi ki bizim baktigimiz gözle bakamazsiniz anneniz sonuçta ama.yani bir kere sağlam bozsaniz omur boyu kiyastan kurtulurdunuz bence.
 
nasıl yapıyor aileler bunu bilmiyorum ya. Bana çok absürt geliyor evladı kötülemek ya da iyi yönlerini ona söylememek; hele hele başkalarıyla kıyaslayarak böyle kötü hissettirmek. Bana ne elalemin çocuklarından ki yeğenim olsa bile bu, evladıma karşı asla övmem. İnsanlar evlatlarına güzel bir şey söylemekten nasıl böyle acizler aklım almıyor benim.
 
Neden annenizi susturmuyorsunuz? Agzinin payini verin ve bu psikolojiden cikin bu yaptigini hak etmiyorsunuz bunun yanlis oldugunu bile bile evet oyle olmali diye dusunuyosunuz ne gerek var zaten gayet iyi durumdasiniz aileniz sizi hep yetersiz hissettirmis
 
Basta annen/ailen olmak üzere kimseyi takma.
Süper bir konumdasin ve keyfini çıkar.
Evladina ne sevgi ne ilgi vermemiş, üstüne üstlük hem kucukken hem bu yasinda travmalara sebep olan bir anne/babaya da fazla yakınlaşma. Bak hayatına.
annem gençken çok agresifti, size derecesini anlatmam bile çok zor inanın.
çok çok küçükken, (sanırım okula bile başlamıştım daha), ananemin evinde bir kuzenimin (bu o en zeki doktor kuzenim eğil hahha 😅 bende çok kuzen var) tüm sevdiğim kuruyemişleri yediğini ve benim ağladığımı hatırlıyorum; annem sinirlenip bir bıçağı eline alıp bana saldırmaya çalışmıştı ama diğer herkes onu tuttu....
Aşırı ama aşırı agresifti!! daha fazla nasıl denir bilmiyorum
 
annem gençken çok agresifti, size derecesini anlatmam bile çok zor inanın.
çok çok küçükken, (sanırım okula bile başlamıştım daha), ananemin evinde bir kuzenimin (bu o en zeki doktor kuzenim eğil hahha 😅 bende çok kuzen var) tüm sevdiğim kuruyemişleri yediğini ve benim ağladığımı hatırlıyorum; annem sinirlenip bir bıçağı eline alıp bana saldırmaya çalışmıştı ama diğer herkes onu tuttu....
Aşırı ama aşırı agresifti!! daha fazla nasıl denir bilmiyorum
Bu agresiflik değil canilik. Neler yaşamışsin inanamıyorum. Ve halâ bu kadina anne dediğine de!
 
X