Kuran tefsiri...

Lereenim

Onur Üyesi
Pro Üye
17 Ağustos 2006
4.371
1.798
ATATÜRK"ÜN YAZDIRDIĞI TEFSİR....


Günümüzde de önde gelen İslam alimleri tarafından en güvenilir tefsir olarak kabul edilen Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın

Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsiri Atatürk'ün Diyanet İşleri Başkanlığı'na gönderdiği talimat üzerine yazdırıldı.

1926'da Diyanet İşleri Riyaseti 'Kur'an'ı çağın icatlarına göre yeniden tefsir edebilecek bir din alimi aradı. Sonunda

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'a verildi.

Devlet eliye yazdırılacak tefsirle Atatürk bizzat ilgileniyordu. Atatürk Şeyh Sait ayaklanmasının bastırıldığı, çağdaşlaşma ve modernleşme adına yapılan devrimlere yönelik itirazların arttığı bir dönemde İslamiyet'in temel kaynağı olan Kur'an'ın yeniden yorumlanmasını istiyordu. Nasıl bir tefsir istediğini yedi madde ile ortaya koydu. Bu yedi madde daha sonra Diyanet İşleri Riyaseti ile Elmalılı Hamdi Yazır arasında imzalanan protekole kondu. Atatürk, Diyanet'e gönderdiği yazıda özellikle iki maddenin üzerinde duruyordu. Yeni tefsir 'Ehli Sünnet' itikadına ve 'Hanefi' mezhebinin görüşlerine göre hazırlanacaktı. Diğer bir isteği de 'ibret ve öğüt mahiyeti taşıyan ayetlerin genişçe izah edilmesi' idi. Atatürk, hüküm içeren ayetlerin de Türk-İslam geleneği göz önünde bulundurularak yorumlanmasını arzu ediyordu.

Diyanet'le Hamdi Yazır arasında imzalanan protokol şu maddelerden oluşuyordu:

1- Ayetler arasında münasebetler gösterilecek.
2- Ayetlerin nüzül (iniş) sebepleri kaydedilecek.
3- Kıraat-i Aşere'yi (10 okuma tarzını) geçmemek üzere kıraatler hakkında bilgi verilecek.
4- Gerektiği yerlerde kelime ve terkiplerin dil izahı yapılacak.
5- İtikadda ehli sünnet ve amelde Hanefi mezhebine bağlı kalınmak üzere ayetlerin ihtiva ettiği dini, şer'i, hukuki, ictimai ve ahlaki hükümler açıklanacak.
6- Ayetlerin ima ve işarette bulunduğu ilmi ve felsefi konularla ilgili bilgiler verilecek.Özellikle tevhid konusunu ihtiva eden ibret ve öğüt mahiyeti taşıyan ayetler genişçe izah edilecek.
7- Konuyla doğrudan ya da dolaylı ilgisi bulunan İslam Tarihi olayları anlatılacak.
8- Batılı müelliflerin yanlış yaptıkları noktalarda okuyucunun dikkatini çeken noktalar konularak gerekli açıklamalar

yapılacak.

Eserin başına Kur'an hakikatını açıklayan ve Kur'an'la ilgili bazı önemli konuları izah eden mukaddime (ön söz) yazılacaktır. Hak Dini Kur'an Dili 1936-1938 arasında tamamlandı 1935-1939 arasında dokuz cilt olarak 10 bin takım bastırıldı.

İki bin takımı yazara verilirken kalan 8 bin takım başta din adamları olmak üzere İslami kamuoyunun önde gelen isimlerine ücretsiz olarak dağıtıldı.
 
Son düzenleme:
İlk hadis çalışmasını Atatürk yaptırmış
Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yeprem, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan kısa bir süre sonra Atatürk"ün Meclis kararıyla özel bir bütçe ayırarak Kuran tefsiri ve tercümesi ile hadis çalışması yaptırdığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu"nun, Kuran ve hadis çalışmasının Atatürk"ün projesi olduğunu açıklaması, kamuoyunda yankı buldu. Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem, Bardakoğlu"nun sözlerini VATAN"a açıkladı. Yeprem Atatürk"ün 1920"lerin sonu 1930"ların başında Kuran tefsiri ve tercümesi ile hadis çalışması yaptırdığını belirterek, Atatürk"ün projesinin İslam dinini temel iki kaynağından dönemin en son şartlarına göre Türk halkına sunmak olduğunu belirtti.
 
çok güzel bir konu arkadaşım ellerine sağlık atamızın dinimize ve kurana vermiş olduğu önem ve hassasiyetini açıkça ortaya koyuyor
 
Atatürke dinsiz diyen kendini bilmez beyinsiz yaratıklar okusunda öğrensin biraz...
 
yazının kaynağı çok mu önemli? konu atatürk ün dinle ilgisi olunca inandırıcı gelmemiş arkadaşlara yazık. ezanı duyma sebepleri, istedikleri gibi dini yaşama sebebpleri , en önemlisi de çoğumuzun müslüman olma sebebi. nedense konu atamız olunca dinle hiç bağdaştırılmıyor????? mustafa kemal özgürlük demek en güzel şarkıdır dudaklarda......
 
gerçekliği tartışılır her yazılanada inanmamamlı inşallahta öyledir zaten zekiydi atatürk
 
yazının kaynağı çok mu önemli? konu atatürk ün dinle ilgisi olunca inandırıcı gelmemiş arkadaşlara yazık. ezanı duyma sebepleri, istedikleri gibi dini yaşama sebebpleri , en önemlisi de çoğumuzun müslüman olma sebebi. nedense konu atamız olunca dinle hiç bağdaştırılmıyor????? mustafa kemal özgürlük demek en güzel şarkıdır dudaklarda......

Evet kaynak göstermek çok önemli. Her kafadan bir sesin çıktığı, insanlara yapmadıkları şeylerin yaptıkları gibi gösterildiği şu devirde yazının kaynağının gösterilmesi çok önemli hanfendi !
 
kaynak eski diyanet işleri başkanının açıklamasıdır
google da ufak bi araştırmayla gerçekliğine ulaşabilirsiniz


Sadece Milliyet okurlarına
Atatürk'ün yazdırdığı eser

Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, Milliyet okurlarının 29 kuponla sahip olacağı "Kur'ân-ı Kerim Türkçe Meali" isimli eserin Atatürk tarafından kültürümüze kazandırıldığını söylüyor

İSTANBUL Milliyet

Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, Milliyet'in okurlarına armağanı Elmalılı Hamdi Yazır'ın "Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali" isimli eserinin bugüne kadar aşılamadığına dikkat çekti.
Altıkulaç, Milliyet okurlarının 29 kupon karşılığında sahip olabileceği bu eser için "Bakınız, ben Diyanet İşleri Başkanlığı yaptım. Pek çok eser kazandırdık kültürümüze, ama bu eseri aşamadık. Bu kadar önemli bir kaynak eser Atatürk'ün talimatıyla ancak başarılmıştır" dedi.

Bütçe ayrıldı
Bu kitabın Atatürk tarafından yazdırıldığını anlatan Altıkulaç, eserle ilgili şu bilgileri verdi: "Atatürk din konusunda 2 önemli kaynağın kültürümüze kazandırılmasını sağlamıştır. TBMM'den ayrılan bir bütçe ve Atatürk'ün talimatıyla Elmalılı Hamdi Yazır'a Kur'an-ı Kerim tefsiri yazdırılmıştır. Diğeri de 'Sahihi Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih' diye bir hadis kitabıdır. Hz. Muhammed'in hadislerinin en sahih olanlarıdır bunlar. Tabii birçok kaynak vardır ama hadisler konusunda en sahih kabul edileni budur. Bir tarafta Kur'an-ı Kerim, bir tarafta Hz. Muhammed'in hadisleri Atatürk tarafından kültürümüze kazandırılmıştır." Elmalılı Hamdi Yazır'ın mealinden Kur'an-ı Kerim'in çok önemli bir eser olduğunu özellikle vurgulayan Altıkulaç, "Ben herkesin evinde hem tefsirin hem mealinin olmasını tavsiye ederim" diye konuştu.
 
Atatürk' ün İslam Dinine Yaptığı Hizmetler ve İslamiyet ile İlgili Çalışmaları - Kur'an-ı Kerim’in Türkçeye Çevrilmesi Faaliyetleri: Kur’an- ı Kerim ilk kez Türkçeye Rumi:1338 - Miladi:1922 yılında Çağatay Lehçesiyle çevrilmişti; fakat bu çeviri eser Osmanlı Türklerinin ihtiyacını karşılayacak durumda değildi. Keza Cumhuriyet dönemine kadar da gerçek manada bir Kur’an-ı Kerim tercümesi yapılamamıştır. Osmanlı Devleti döneminde, Kur’an-ı Kerim çevirisi yanında uzun süre Kur’an-ı Kerim tefsiri de yapılmamıştı. Türk toplumunun bilimsel bir bakışla gerçekleştirilecek Kur’an-ı Kerim tefsir ve tercümesine ihtiyacı ayan beyan ortadaydı. İşte bunu gören Atatürk, bu konuda hiçbir dönemde olmadığı kadar ciddi çalışmalar başlatmıştır. O dönemde 1924 ve 1926 yıllarında yapılan Kur’an-ı Kerim tercümeleri yeterli görülmemiş bu nedenle 1927 yılında Atatürk’ün talimatıyla İsmail Hakkı İzmirli’nin hazırladığı Kur’an-ı Kerim tercümesi daha fazla beğenilmiş ve de yaygınlaşmıştır.

Kur'an-ı Kerim’in Tefsirinin Hazırlanması faaliyetleri:

Cumhuriyetin ilk Kur’an-ı Kerim tefsiri, Atatürk’ün isteğiyle hazırlanan, Konyalı Mehmet Vehbi Efendi’nin: "Hülassatü’l Beyan F: Tefsir’i Kur’an" adı eseridir. Ayrıca, yine Atatürk’ün talimatları ile Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın "Hak Dini Kur’an Dili" adlı eserini, 1924 yılındaki meclis kararından sonra oluşturmaya başlanmış ve bu eser 1936 yılında basılmıştı. Söz konusu eser, 8 ciltlik 6433 sayfalık dev bir eserdir. Bu eser, o dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye’nin dört bir yanına ücretsiz olarak dağıtılmıştır.

Yukarıda bahsi geçen eserler başta olmak üzere, Cumhuriyet’in ilk 15 yılında Kur’an-ı Kerim’in tefsir ve tercümesi üzerine 9 adet eserin yazılıp yayımlandığı bilinmektedir. Atatürk’ün İslamiyetin en temel kaynağı Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme ettirmiş olması, Kur’an-ı Kerim’in mantığına da son derece uygundur. Atatürk Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme ettirmek suretiyle, yüzyıllardır ihmal edilegelmiş olan bir Kur’an-ı Kerim hükmünü de ("Biz onu anlaşılsın diye… indirdik") uygulanmıştır. Üstelik Atatürk, bu konunun büyük bir öneme sahip hassas bir konu olduğunu bildiği için Kur’an-ı Kerim’in tefsir ve tercüme görevini bizzat Elmalılı Hamdi Yazır gibi İslam ve Kur’an-ı Kerim kültürüne derinlemesine vakıf bir insana vermiş olması elbette ki tesadüfi değildir. Bu aynı zamanda İslam dinine göre her işin ehline tevdi edilmesi (bırakılması) mantığına da son derece uygun bir yaklaşımı simgeler. İşte görevin verildiği Elmalılı’nın yaptığı Kur’an-ı Kerim tefsiri bugün bile taraflı tarafsız herkesin hatta Atatürk’ü beğenmeyenlerin bile kabul ettiği alanında aşılamamış, mükemmel bir tefsir olarak ortada durmaktadır. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bu konuda şu değerlendirmeleri yapmaktadır:

"Cumhuriyet’i kuran irade (Atatürk) İmparatorluğu içerden kemirerek yıkan hurafenin ( Kur’an dışı uydurma dincilik) tabelalarını devirdikten sonra; en güzel dinin esasını kitleye tanıtmanın ilk ve önemli adımını hayranlık verici bir basiret ve dirayetle atmıştır. O adım, çağın en büyük müfessiri (yorumcusu) Elmalılı Hamdi Yazır’a, TBMM’nin karar ve isteğiyle hazırlatılan Kur’an tercüme ve tefsiridir. Yani 9 ciltlik o aşılamamış Elmalılı tefsiri. Atatürk, hep görmezden gelinen, ama temel çözümün hareket noktası olan bu icraatında, sadece aklının değil, gönlünün de işin içinde olduğunu vurgulamak için, tefsirin finansmanına (para olarak) bizzat katkıda bulunmuştur… Türkiye’de İslam konusunun her seviyede en güvenilir, en değerli başvuru kaynağı hala Elmalılı Tefsiri’dir. 50 yılı aşkındır, amansız bir din sömürüsü ile ülkenin anasını ağlatan politikalar ve din ticareti, sövüp durdukları devir ve kişilerin vücuda getirdiği, o, 9 ciltlik eserin değil yerine, yanına bile koyabileceğimiz bir şey henüz üretilememiştir."

Hadis Kitaplarının Hazırlatılması Basımı ve Dağıtılması Faaliyetleri:

Atatürk, Türk toplumunun İslam dinini daha iyi anlayabilmesi için Kur’an-ı Kerim tefsiri çalışmaları yanında sağlam bir Hadis kaynağına olan ihtiyacı da fark etmişti. Bu yüzden bu konudaki çalışmalarla ilgili olarak da Ahmet Naim Efendi’yi görevlendirmiştir. Ahmet Naim Efendi de titiz bir çalışma sonucunda Buharı’nın sağlam kalmış Hadislerini Türkçeye tercüme etmiştir. Bu eserin ilk üç cildin Naim Efendi tarafından yazılmasından sonra eser, Kamil Miras tarafından tamamlanmış böylelikle tercime ve tefsir çalışmaları sağlım bir hadis kaynağı ile de desteklenmiştir. Daha sonra yapılan bu çalışma da 1932 yılında çok sayıda bastırılarak Türkiye’nin her yanına yine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.

Görüldüğü gibi Atatürk, İslam’ın temel kaynaklarını Türkçeye çevirtmekte yetinmemiş, bunları bastırarak geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını da önlük etmiştir. Böylelikle O, Türkiye’de dinsel aydınlanma başlatmıştır. 1924 yılından 1950 yılına kadar, 352.000 takım dini kitap bastırılmış ve bunlar Atatürk döneminden başlayarak yurdun en ücra köşesine kadar dağıtılmıştır. Bu kitapların dağılımı ise şöyledir :

- 45 bin adet Kur’an-ı Kerim Tercüme ve tefsiri (19 ar cilt)
- 60 bin adet Buhari hadisler Tercüme ve izahı ( 12 şer cilt)
- 247 bin adet din kültürü eserleri.

Bütün bu rakamlar Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin dine karşı kayıtsız kaldığını. ‘negatif’ (olumsuz) yaklaşmalar sergilediğini ileri sürenlere, verilebilecek en anlamlı cevaptır. Atatürk döneminde. 1400 – 1730 yılları arasında toplam 99 eser yazılan Osmanlı Devletine göre bu konuda hiç şüphesiz ki çok daha büyük işler yapılmıştır.

Özetle Atatürk' ün İslamiyet’e Hizmetleri:

İslam dinini gerçekten bilen pek çok yerli ve yabancı bilim adamına göre Mustafa Kemal Atatürk, İslam Peygamberi Hz. Muhammet’ten sonra İslam dinine en büyük hizmetleri yapan kişidir. Atatürk’ün İslam dinine yaptığı hizmetleri özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:

- Kur’an’ı ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. " Ben Müslüman’ım diyen Türk insanı dinini anlamaya başladı.(1927, İsmail Hakkı İzmirli’nin çevirisi)
- Kur’an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. ("Hak Dini Kur’an Dili" ismi ile 1936 da Elmalılı Hamdi Yazır)
- İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras)
- Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü. (1932)
- Ezan’ı Türkçeleştirdi. (1933)
- Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı. (A. Güler, Sarı Paşa İnsan Atatürk, Berikan Yayınları, Ankara, 2007, s.248-252. Bu son madde için kaynak)
 
Atatürk' ün İslam Dinine Yaptığı Hizmetler ve İslamiyet ile İlgili Çalışmaları - Kur'an-ı Kerim’in Türkçeye Çevrilmesi Faaliyetleri: Kur’an- ı Kerim ilk kez Türkçeye Rumi:1338 - Miladi:1922 yılında Çağatay Lehçesiyle çevrilmişti; fakat bu çeviri eser Osmanlı Türklerinin ihtiyacını karşılayacak durumda değildi. Keza Cumhuriyet dönemine kadar da gerçek manada bir Kur’an-ı Kerim tercümesi yapılamamıştır. Osmanlı Devleti döneminde, Kur’an-ı Kerim çevirisi yanında uzun süre Kur’an-ı Kerim tefsiri de yapılmamıştı. Türk toplumunun bilimsel bir bakışla gerçekleştirilecek Kur’an-ı Kerim tefsir ve tercümesine ihtiyacı ayan beyan ortadaydı. İşte bunu gören Atatürk, bu konuda hiçbir dönemde olmadığı kadar ciddi çalışmalar başlatmıştır. O dönemde 1924 ve 1926 yıllarında yapılan Kur’an-ı Kerim tercümeleri yeterli görülmemiş bu nedenle 1927 yılında Atatürk’ün talimatıyla İsmail Hakkı İzmirli’nin hazırladığı Kur’an-ı Kerim tercümesi daha fazla beğenilmiş ve de yaygınlaşmıştır.

Kur'an-ı Kerim’in Tefsirinin Hazırlanması faaliyetleri:

Cumhuriyetin ilk Kur’an-ı Kerim tefsiri, Atatürk’ün isteğiyle hazırlanan, Konyalı Mehmet Vehbi Efendi’nin: "Hülassatü’l Beyan F: Tefsir’i Kur’an" adı eseridir. Ayrıca, yine Atatürk’ün talimatları ile Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın "Hak Dini Kur’an Dili" adlı eserini, 1924 yılındaki meclis kararından sonra oluşturmaya başlanmış ve bu eser 1936 yılında basılmıştı. Söz konusu eser, 8 ciltlik 6433 sayfalık dev bir eserdir. Bu eser, o dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye’nin dört bir yanına ücretsiz olarak dağıtılmıştır.

Yukarıda bahsi geçen eserler başta olmak üzere, Cumhuriyet’in ilk 15 yılında Kur’an-ı Kerim’in tefsir ve tercümesi üzerine 9 adet eserin yazılıp yayımlandığı bilinmektedir. Atatürk’ün İslamiyetin en temel kaynağı Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme ettirmiş olması, Kur’an-ı Kerim’in mantığına da son derece uygundur. Atatürk Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme ettirmek suretiyle, yüzyıllardır ihmal edilegelmiş olan bir Kur’an-ı Kerim hükmünü de ("Biz onu anlaşılsın diye… indirdik") uygulanmıştır. Üstelik Atatürk, bu konunun büyük bir öneme sahip hassas bir konu olduğunu bildiği için Kur’an-ı Kerim’in tefsir ve tercüme görevini bizzat Elmalılı Hamdi Yazır gibi İslam ve Kur’an-ı Kerim kültürüne derinlemesine vakıf bir insana vermiş olması elbette ki tesadüfi değildir. Bu aynı zamanda İslam dinine göre her işin ehline tevdi edilmesi (bırakılması) mantığına da son derece uygun bir yaklaşımı simgeler. İşte görevin verildiği Elmalılı’nın yaptığı Kur’an-ı Kerim tefsiri bugün bile taraflı tarafsız herkesin hatta Atatürk’ü beğenmeyenlerin bile kabul ettiği alanında aşılamamış, mükemmel bir tefsir olarak ortada durmaktadır. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bu konuda şu değerlendirmeleri yapmaktadır:

"Cumhuriyet’i kuran irade (Atatürk) İmparatorluğu içerden kemirerek yıkan hurafenin ( Kur’an dışı uydurma dincilik) tabelalarını devirdikten sonra; en güzel dinin esasını kitleye tanıtmanın ilk ve önemli adımını hayranlık verici bir basiret ve dirayetle atmıştır. O adım, çağın en büyük müfessiri (yorumcusu) Elmalılı Hamdi Yazır’a, TBMM’nin karar ve isteğiyle hazırlatılan Kur’an tercüme ve tefsiridir. Yani 9 ciltlik o aşılamamış Elmalılı tefsiri. Atatürk, hep görmezden gelinen, ama temel çözümün hareket noktası olan bu icraatında, sadece aklının değil, gönlünün de işin içinde olduğunu vurgulamak için, tefsirin finansmanına (para olarak) bizzat katkıda bulunmuştur… Türkiye’de İslam konusunun her seviyede en güvenilir, en değerli başvuru kaynağı hala Elmalılı Tefsiri’dir. 50 yılı aşkındır, amansız bir din sömürüsü ile ülkenin anasını ağlatan politikalar ve din ticareti, sövüp durdukları devir ve kişilerin vücuda getirdiği, o, 9 ciltlik eserin değil yerine, yanına bile koyabileceğimiz bir şey henüz üretilememiştir."

Hadis Kitaplarının Hazırlatılması Basımı ve Dağıtılması Faaliyetleri:

Atatürk, Türk toplumunun İslam dinini daha iyi anlayabilmesi için Kur’an-ı Kerim tefsiri çalışmaları yanında sağlam bir Hadis kaynağına olan ihtiyacı da fark etmişti. Bu yüzden bu konudaki çalışmalarla ilgili olarak da Ahmet Naim Efendi’yi görevlendirmiştir. Ahmet Naim Efendi de titiz bir çalışma sonucunda Buharı’nın sağlam kalmış Hadislerini Türkçeye tercüme etmiştir. Bu eserin ilk üç cildin Naim Efendi tarafından yazılmasından sonra eser, Kamil Miras tarafından tamamlanmış böylelikle tercime ve tefsir çalışmaları sağlım bir hadis kaynağı ile de desteklenmiştir. Daha sonra yapılan bu çalışma da 1932 yılında çok sayıda bastırılarak Türkiye’nin her yanına yine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.

Görüldüğü gibi Atatürk, İslam’ın temel kaynaklarını Türkçeye çevirtmekte yetinmemiş, bunları bastırarak geniş halk kitlelerine ulaştırılmasını da önlük etmiştir. Böylelikle O, Türkiye’de dinsel aydınlanma başlatmıştır. 1924 yılından 1950 yılına kadar, 352.000 takım dini kitap bastırılmış ve bunlar Atatürk döneminden başlayarak yurdun en ücra köşesine kadar dağıtılmıştır. Bu kitapların dağılımı ise şöyledir :

- 45 bin adet Kur’an-ı Kerim Tercüme ve tefsiri (19 ar cilt)
- 60 bin adet Buhari hadisler Tercüme ve izahı ( 12 şer cilt)
- 247 bin adet din kültürü eserleri.

Bütün bu rakamlar Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin dine karşı kayıtsız kaldığını. ‘negatif’ (olumsuz) yaklaşmalar sergilediğini ileri sürenlere, verilebilecek en anlamlı cevaptır. Atatürk döneminde. 1400 – 1730 yılları arasında toplam 99 eser yazılan Osmanlı Devletine göre bu konuda hiç şüphesiz ki çok daha büyük işler yapılmıştır.

Özetle Atatürk' ün İslamiyet’e Hizmetleri:

İslam dinini gerçekten bilen pek çok yerli ve yabancı bilim adamına göre Mustafa Kemal Atatürk, İslam Peygamberi Hz. Muhammet’ten sonra İslam dinine en büyük hizmetleri yapan kişidir. Atatürk’ün İslam dinine yaptığı hizmetleri özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:

- Kur’an’ı ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. " Ben Müslüman’ım diyen Türk insanı dinini anlamaya başladı.(1927, İsmail Hakkı İzmirli’nin çevirisi)
- Kur’an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. ("Hak Dini Kur’an Dili" ismi ile 1936 da Elmalılı Hamdi Yazır)
- İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras)
- Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü. (1932)
- Ezan’ı Türkçeleştirdi. (1933)
- Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı. (A. Güler, Sarı Paşa İnsan Atatürk, Berikan Yayınları, Ankara, 2007, s.248-252. Bu son madde için kaynak)

güzel paylaşım çok teşekkürler.

ama ne kadar kaynak gösterirsek gösterelim onlar yine bildiğinden şaşmayacaklardır. çünkü atasından anasından babasından Atatürk'e düşman olarak yetiştirilmiştir birçok kişi. tıpkı ateist insanların Allah'ın varlığını yok sayıp kanıtlı, belgeli, ispatlı deliller sunsalar, bilimsel olarak açıklasalar bile onların Allah'a ve din kavramına inanmaması gibi. (!)

sırf Atatürk'ün laik bir yönetimi benimsemesi yüzünden cephe alınmıştır bu başarılı lidere. şuan görüyoruz Libya'yı, İran'ı, Suriye'yi, Irak'ı.. dini kullanarak sömürülen insanlar bile tekbir sesleriyle laik rejim için savaş verip o düzenin bir parçası olmak istemeleri gibi..

yani hem dinini doruklarda yaşayıp hem de laik olup Atatürk'ü sevmek olmayacak birşey değildir. ama bu lafımdan dolayı yine muhalefet olanlar olacaktır dedim ya insanlar bir düşünce de yanlış olsalar bile çevre ve yetiştiriliş tarzı öyleyse yapacak çokta birşey yok..
 
Son düzenleme:
güzel paylaşım çok teşekkürler.

ama ne kadar kaynak gösterirsek gösterelim onlar yine bildiğinden şaşmayacaklardır. çünkü atasından anasından babasından Atatürk'e düşman olarak yetiştirilmiştir birçok kişi. tıpkı ateist insanların Allah'ın varlığını yok sayıp kanıtlı, belgeli, ispatlı deliller sunsalar, bilimsel olarak açıklasalar bile onların Allah'a ve din kavramına inanmaması gibi. (!)

sırf Atatürk'ün laik bir yönetimi benimsemesi yüzünden cephe alınmıştır bu başarılı lidere. şuan görüyoruz Libya'yı, İran'ı, Suriye'yi, Irak'ı.. dini kullanarak sömürülen insanlar bile tekbir sesleriyle laik rejim için savaş verip o düzeni seçmesi gibi..

yani hem dinini doruklarda yaşayıp hem de laik olup Atatürk'ü sevmek olmayacak birşey değildir. ama bu lafımdan dolayı yine muhalefet olanlar olacaktır dedim ya insanlar bir düşünce de yanlış olsalar bile çevre ve yetiştiriliş tarzı öyleyse yapacak çokta birşey yok..


Çevre ve yetiştirilme tarzımdan etkilenecek bir yaşta değilim. Kendi fikirlerimi söyleyecek, kendi seçimlerimi yapacak yaştayım.
Önüme konulan her şeyi direk yemek yerine, araştırıp öğrenerek yemeyi tercih ediyorum, Kuran-ı Kerimde ki ilk ayetimiz "İkra' " - Oku emrini esas alarak ! :KK66:
 
Çevre ve yetiştirilme tarzımdan etkilenecek bir yaşta değilim. Kendi fikirlerimi söyleyecek, kendi seçimlerimi yapacak yaştayım.
Önüme konulan her şeyi direk yemek yerine, araştırıp öğrenerek yemeyi tercih ediyorum, Kuran-ı Kerimde ki ilk ayetimiz "İkra' " - Oku emrini esas alarak ! :KK66:

Yazını takdir ediyor ve senin gibi düşünüyorum arkadaşım..
 
Çevre ve yetiştirilme tarzımdan etkilenecek bir yaşta değilim. Kendi fikirlerimi söyleyecek, kendi seçimlerimi yapacak yaştayım.
Önüme konulan her şeyi direk yemek yerine, araştırıp öğrenerek yemeyi tercih ediyorum, Kuran-ı Kerimde ki ilk ayetimiz "İkra' " - Oku emrini esas alarak ! :KK66:


her okumakta okumak değildir ve her yazanda doğru değildir (!) ve sözümde sana değildir genel olarak konuşuyorum ben kaldıki Atatürk'ü sevmek zorunda değilsin ama bu rejimi savunmasından dolayı sevmemelerini anlamadığım için bu görüşü belirttim. dedim ya herkes kendi düşüncesinden taviz vermez. benim amacım tartışmak değil fikrimi sundum ssadece..
elhamdürillah Kuran'ın verdiği mesajları ilk ayetinin oku emri olduğunu biliyorum. Allah kabul ederse de dinimi kendimce de yaşıyorum. ve dinime en ufak zara verici hor görücü düşüncelerinde sonuna kadar karşısındayım.. ama böyle de bir gerçek var bunu kimse kabul etmek istemiyor..

ben dini konular hakkında bilgi veren insanların köşe yazılarını da çıkarttıkları kitapları da okuyorum ama direk suçlama ve kötü ithamlar ama neden olduğu hiçte belirtilmiyor sadece dine düşman bu adam deniliyor bir konuşmasından dolayı ama orda rejimle alakalı bir konuyu belirtmek için o konuşmayı yapıyor. ha birde şöyle bir durum var laik bir insanım deyip din karşıtı olan insanlar Atatürkçüyüm ben deyip onun adı altında hem onun adını kirletip hem de savunduğu rejimi saptırıyorlar
 
X