Cuma Zayıflama Yarışması 3. Takım

Kalorisi düşük içecekler

Havalar ısınınca dayanamıyorum. Soğuk bir şeyler içmek istiyorum. Kalorisi düşük olan ne tavsiye edersiniz?

Beslenme programının kalorisini artırmamak için sürekli su içmeye çalışıyorsunuz. Sıcak havalarda su içmek kışa göre daha kolay ama yine de farklı soğuk içecekler gözünüzün önünden geçiyor olabilir. Birazcık hareketinizi artırarak, hayatınızdaki birkaç tembellikten vazgeçerek aslında 1 bardak soğuk içeceği programınıza ilave edebilirsiniz. Diyetisyeninize danışarak bu içeceklerden birini günlük programınıza ekleyebilirsiniz:

1 bardak taze sıkılmış meyve suyu (buzlu)

1 bardak taze sıkılmış portakal suyu + biraz soda ile karıştırın

Evde yapılmış veya şekersiz hazırlanmış limonata (tatlandırıcı ile veya 1 çay kaşığı bal ile taze nane ilave ederek)

1 küçük bardak ayran

1 bardak light süt ile yapılmış kahve (buzlu)(tam yağlı sütten yapacaksanız yarı yarıya su ile karıştırın)

1 şişe light bira

1 kadeh şarap

Ice tea (buzlu çay)

Kremasız soğuk kahveler
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bir top profiterol mü bir kırmızı elma mı?

Eğer kilo sorunu olan biri değilseniz bu soruya vereceğiniz cevapların ikisi de doğrudur. Ama eğer kilo probleminiz varsa ve tercihinizi profiterolden yana kullanmışsanız durum önemli demektir. Hem de birkaç açıdan... Bir top profiterolün yaklaşık 400-500 kalori enerji verdiğini, oysa orta boy kırmızı bir elmada en çok 60-70 kalori bulunduğunu düşünürseniz yanlışın nerede olduğunu daha kolay kavrarsınız. 1.60-1.65 boyunda yaklaşık 60 kg ağırlığında bir orta yaş kadınının günlük kalori ihtiyacı 1600-1800 civarındadır. Eğer bu yapıda bir hanımefendi kilo problemi olan biriyse bir top profiterolün ona nelere mal olacağını daha kolay anlayacaktır. Ayrıca, elmanın profiterole göre çok daha ucuz, doyurucu ve kolay bulunan bir yiyecek, besleyici değerinin de profiterolden daha yüksek olduğunu hatırlatalım.


DİYETİSYEN
TUĞÇE ALTAN BAHÇE'DEN ALINTIDIR
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Evde diyet yapmam çok zor, kendime göre alışveriş yapmam gerekiyor. Alışveriş listem çok farklı olmak zorunda mı?

Alışveriş yaparken zayıflayın

Diyet yaparken alışveriş yapmak kafa karıştırıcı olabilir. Kendinize özel bir listenin alışverişinin de kendinize özel olması gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak listedeki yiyecekler temel besin gruplarından farklı yiyecekleri içermez; süt, yoğurt, et, ekmek ve tahıl grubu, sebze ve meyve grubu... İşte size püf noktaları:

Bol bol sebze ve meyve satın alın

Evde enerji değeri yüksek besinler (çikolata, tatlılar, kuru meyveler, kekler ve pastalar) bulundurmayın, bunları satın almayın.

Satın alırken meyvelerin en küçüklerini ve en tazelerini seçin.

Alışveriş listenizi önceden hazırlayın ve sadece listenizdeki şeyleri alın.

Boş mide ile alışverişe çıkmayın, ne kadar açsanız o kadar çok yiyecek satın alırsınız.

Her ürünün en küçük boyunu satın alın.

Günde 8 bardak su içiyorum. Ama bazen çok çay içtiğimden bu miktar azalıyor. Çay, kahve de su yerini tutar mı?

Çay-kahve suyun yerini tutar mı

İçtiğiniz sıvıların her zaman su olması şart değil tabii ki. Kahve, su yerine geçer dersek yanlış olur. Aralarda bitki çayı, normal çay, çok fazla olmamak şartıyla, anemi, kabızlık gibi probleminiz yok ise kahve, meyve suyu, soda gibi içecekler tüketmeniz de size yarar sağlayacaktır. Fakat günlük su tüketiminizi yine de 6 bardağın altına düşürmemenizi tavsiye ederim. Su dışındaki sıvılardan şeker, yani boş kalori almamaya özen gösterin. Özellikle yaz aylarında alkol ve gazlı içecekler miktarı artıyor. Bunun yerine önce suyu artırmak, bu tarz içkileri de sadece özel günlerde tüketmek kilonuzu korumak için daha uygun olacaktır. Çay (bekletilmemiş ve çok demlenmemiş) antioksidan yönünden zengindir. Özellikle yeşil çaydaki antioksidan miktarı daha yüksek. Bu nedenle yemeklerden 1 saat sonra yani yıllardır süren şu güzel "beş çayı" alışkanlığımıza yanına karbonhidrat ve yağdan zengin poğaçalar ilave etmeden devam edebilirsiniz.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Kalça ve bel bölgemde fazlalıklar var, yaza kadar hızlı bir şekilde bunlardan kurtulmak istiyorum. Ne yapabilirim?

Diyetler sizi aceleye getirmesin

Hızlı kilo verdiren diyet modasının rüzgar gibi estiği şu günlerde sağlıklı ve doğru zayıflama kurallarını bir kez daha hatırlatalım:

n Zayıflama diyetleri kilo vermeye ve kaybedilen kiloları geri almamaya yöneliktir.

n Sadece tek bir besin (örn. greyfurt suyu) veya tek bir yemek (örn. lahana çorbası) seçerek zayıflama diyeti uygulamayınız.

n Hap veya yoğun şeklinde kullanılan ürünlerle zayıflamak beslenme alışkanlıklarınızı ve sağlığınızı bozar.

n Sağlıklı zayıflamak istiyorsanız diyetiniz enerji ve besin öğeleri yönünden yeterli, dengeli ve çeşitli olmalıdır.

n Diyetlerinizin mutlaka bir diyetisyen tarafından hazırlanmış veya önerilmiş olmasına dikkat edin.

n Diyet; kişinin ağız tadını bozmayacak şekilde, sosyo-ekonomik durumuna uygun, yaşam tarzına adapte edilmiş şekilde, esnek olmalıdır. Adını bile duymadığınız yiyecekleri yemek zorunda kalmak hızlı zayıflamak anlamına gelmez.

Makarna yemeyi çok seviyorum. Ekmek yerine makarna yenebileceğini biliyorum ama nasıl tavsiye edersiniz?

Makarnayı nasıl yemeliyim

Çok güzel bir soru. Karşımda beslenme programını düzenli uygulayan ve arada çeşitliliği sağlayabilmek için araştıran, merak eden biri olduğunu anlıyorum. Günlük ekmek tüketiminizi azaltarak eşdeğer ölçüde makarna ile yer değişikliği yapabilirsiniz. Hatta kepekli makarnayı tercih ederseniz glisemik indeksi düşürmüş olacaksız. Hadi gelin bir de bunun içine öyle şeyler ekleyelim ki o glisemik indeksi yüksek olan şişmanlatacak diye korktuğumuz makarna daha masum hale gelsin...

n Sebzeli sos: Közlenmiş patlıcan, haşlanmış fasulye, pişmiş havuç (sadece 2-3 dilim), kırmızı biber, biraz da brokoli, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, nane, karabiber.

n Yoğurtlu sos: 2 yemek kaşığı haşlanmış mercimek, 2-3 yemek kaşığı az yağlı yoğurt, 1 diş sarmısak, nane, kırmızı pul biber.

n Peynirli sos: 1 kibrit kutusu az yağlı beyaz veya kaşar peyniri ve 2 yemek kaşığı yağsız lor (makarna sıcakken ilave edin), kekik, kırmızıbiber.

n Salçalı sos: Salça, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, 1 rendelenmiş domates, 1 yeşilbiber, 1 diş sarmısak (günlük et hakkınızdan azaltarak sosa kıyma ilave edebilirsiniz
).
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Son birkaç haftadır kendimi çok yorgun hissediyorum. Diyetime devam ediyorum ama kendimi daha iyi hissetmek için diyetime neler eklemeliyim?

Diyet döneminde aktivitelerinizi artırın


Mevsim geçişlerinde bu tarz yorgunluklar hissedilebilir. Bu dönem yediklerinizde değişiklik, uyku düzeninizde değişiklik, günlük aktivitenizde yorgunluk ve halsizlik ortaya çıkar. Yoğun ve hareketli yaz aylarından, sakin ve hareketsiz kış aylarına geçerken vücudunuzu ve zihninizi bu kışa hazırlamak gerekiyor. Bu dönemde salgın halinde olan grip vb. hastalıklardan da korunmak için bağışıklık sistemini kuvvetlendirmekte fayda var. Daha güçlü olabilmek için:

n Bu dönemde düşük kalorili diyet yapmayın, aktivitenizi artırın!

n Sebze porsiyonunuzu artırın.

n Günlük meyve tüketiminiz 2 porsiyonun altına düşmesin.

n Hergün ceviz, fındık ve badem tüketin (size önerilen miktarlarda).

n Bol su için.

n Salatalarda kırmızıbiber, domates, havuca ağırlık verin.

n Günde 5 öğünün altına düşmeyin.

n Çay, kahve tüketimini azaltın.

n Sadece taze sebze, meyve, tahıl az yağlı süt grubu ve balık gibi az yağlı etlerden yana tercihinizi
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Yağlarınız nerede birikiyor
Kilo almak, vücutta ihtiyaçtan çok yağ biriktirmek, yani "yağlanmak" demektir ve bu durumdan kimse hoşlanmaz.

Fazla yağ bedene hiçbir fayda sağlamaz. Olsa olsa zarar verir. Yağ oranı arttıkça sağlık problemleri gelişir! Az miktarda yağ birikiminin sağlığa pek zararı olmaz. Bu sadece kozmetik bir problemdir. Sağlıklı bir vücudun ortalama yağ miktarı erkek ve kadınlarda farklıdır. Kadınlarda yüzde 22-30, erkeklerde yüzde 20-25 yağ bulunması normal kabul edilir. Siz, eğer biraz toplu olmayı kabul ediyorsanız üst limitlerde dolaşabilirsiniz. Eğer "dal gibi biri" olmayı istiyorsanız en alt sınırları hedeflemelisiniz.

DIŞTAN ZAYIF, İÇTEN ŞİŞMAN BİRİ OLABİLİRSİNİZ

Arkadaşınızın ya da kendinizin yağ oranını tahmin ederken sakın dış görünüşe aldanmayın! Yağ, bazı insanlarda cilt altında birikirken, bazılarında içeride, özellikle karın içi organların etrafında depolanır. Dışarıdan formda ve fit biri gibi görünmenize rağmen içeriden fazla kilolu, hatta şişman biri olabilirsiniz. Araştırmalar beden kitle indeksi normal bulunan çok sayıda insanda hayati iç organların (özellikle karaciğer, pankreas, kalp ve böbreğin etrafında) ve "omentum" adını alan içyağının miktarında ciddi bir artışın olabileceğini gösteriyor. Yalnızca "beden kitle indeksi" dikkate alındığında normal hudutlar içinde olan birinde içyağı çok fazla olabiliyor. Bunlar genellikle "gövdesel şişmanlayanlar", yani "elma biçiminde kilo alanlar". İşte bu nedenle yalnızca tartıya çıkmak, hatta boy ve kiloyu dikkate alan beden kitle indeksini hesaplamak bazen yanıltıcı olabiliyor.

BİYOMETRİK ÖLÇÜMLER DAHA GÜVENLİ

Biz bu durumda "biyometrik ölçümler"den yararlanmayı ve düşük glisemik yüklü beslenmeyi hedefleyen bir "biyometrik diyet planı" uygulamanızı öneriyoruz. Yani, beden kitle indeksi ile birlikte bel çevrenizi de ölçmenizi "biyolojik" ve "metrik" yönden yağ birikimini belirlemenizi tavsiye ediyoruz. Beden kitle indeksi yüksek olmasına rağmen yağları karnında değil, bacaklarında ve kalçalarında toplanan insanlar. Bunlarda iç yağ oranı çok düşük olabiliyor. Bu insanların sağlık risklerinin daha düşük olduğu belirtiliyor. Bu durumda olanlar için "armut biçiminde kilo alanlar" tanımı yapılıyor. Yani, "elma dersem tehlikeli, armut dersem tehlikesiz" gibi bir durum söz konusu. Biyometrik ölçümler işte bu karmaşayı ortadan kaldırıyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Biyometrik diyet nedir

Yaşasın Hayat! Kliniği Beslenme ve Kilo Yönetimi uzmanları tarafından geliştirilen bu diyet planı kişiye özeldir ve öncelikle bu "sağlık zararlısı yağları" yok etmeyi yani, karın içi ve beldeki yağları eritmeyi hedefliyor. Bu yağlarla birlikte kısa bir sürede kalça ve diğer bölgelerde biriken yağlara da veda edebiliyorsunuz. Bu diyet planının uygulanması son derece kolay, özel bir çaba gerektirmiyor. Plan, günlük toplam kalori tüketiminizde yüzde 25-40 oranında bir sınırlama yapıyor. Ortalama olarak günde 150-250 kalorilik ek bir bedensel faaliyet yapmayı da istiyor. Besin dengesini yüzde 30 yağ, yüzde 50 karbonhidrat, yüzde 20 protein olarak planlamaya gayret ediyor. Karbonhidratlarda doğal olanları (tam tahıl, bakliyat, sebze, meyve) öneriyor. Şekerlemeleri, şekerli besinleri, tatlıları biraz sınırlıyor. Beslenme aralıklarını kısaltıyor. Ara öğünler almayı tavsiye ediyor. Bir kez daha hatırlatalım: Biyometrik beslenme ve aktivite planı sizi yalnızca zayıflatmıyor. Bel çevrenizi de inceltiyor. Kalıcı bir kilo kaybı sağlıyor.

İçyağ fazlalığı sağlığı tehdit ediyor

"Biyometrik ölçüm ne anlama geliyor?" İşte açıklaması: Kilonuzu bir takıntı haline getirmeyin ama kilonuz ve beden kitle indeksiniz kadar bel çevrenizi de izleyin. Bel çevrenizin erkekseniz 100 cm, kadınsanız 88 cm’yi geçmemesine gayret gösterin. Bel çevreniz fazla ise içyağınızın fazla, riskinizin yüksek olabileceğini hatırlayın.

Eğer "biyometrik ölçümler"de daha da detaylı sonuçlar almak istiyorsanız bir "X-Scan ile yağ-kas analizi" size yardımcı olabilir. Bu basit analiz ile sadece vücudunuzda ne kadar yağ olduğunu değil, yağların dağılımını da öğrenebilirsiniz. Hangi bölgenizde fazla yağ biriktirdiğinizi en doğru şekilde bu ölçümler gösterecektir
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Mercimekli Domaniç salatası

6 kişilik

Hazırlama süresi 10 dakika

Pişirme süresi

35 dakika

Malzeme listesi

2 su bardağı yeşil mercimek

4 su bardağı yoğurt

2 diş sarmısak (dövülmüş)

3 yemek kaşığı zeytinyağı

1 çay kaşığı tuz, karabiber, kırmızı pul biber

3 adet yeşil soğan

(İncecik kıyılmış olmalı.)

1 demet maydanoz

(İncecik kıyılmış olmalı.)

Yıkanıp ayıklanmış olan mercimek 5 su bardağı suyla haşlanır. Diğer taraftan yoğurt, dövülmüş sarmısak, zeytinyağı, tuz, baharatlar, yeşil soğan ve maydanoz derin bir kaba aktarılıp çatal yardımıyla çırpılır. Haşlanıp iyice yumuşayan mercimek süzüldükten sonra ılık hale gelmesi beklenir. Mercimek hazırlanmış olan yoğurtlu sosla karıştırılıp salata tabağına alınır. Üzerine sızma zeytinyağı gezdirilip kırmızı pul biber serpiştirilir ve servise sunulur.

Not: İstenirse yoğurtlu sosa 2 yemek kaşığı mayonez ve 1 yemek kaşığı tatlı hardal ilave edilebilir.

KIZLAR BUNU BİR YERDE OKUDUM SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTEDİMa.s.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
web den alıntıdır arkadaşlar..
Dr. Muzaffer Kuşhan Tesisleri'nin Şile'deki girişi... Kapının önündeki birbirinden havalı otomobil modellerini park halinde yan yana görünce, ilk işim, obezite ile zenginlik arasında paralel kurmak oluyor.

Ne var ki, istisnalar da vardır.

Her obez zengin değildir:

Mesela ben!

Ve her zengin, obez değildir.

Mesela, Paris Hilton!

*

Ürkek adımlarla kapıdan girdikten sonra, şu anda bulunduğumuz yerin, askeriye-cezaevi karışımı bir yer olduğu hissine kapılıyorsunuz.

Nereden belli?

Programından!

08.00... Kalkış.

08.30... Kahvaltı. Kibrit kutusu peynir, bir dilim kepek ekmeği, 3 dilim domates, 3 dilim salatalık. Ve yarım portakal. Afiyet olsun! Allah doymayanları da doyursun!

09.15... 5 kilometrelik sabah yürüyüşü. 1 kilometresi iniş. Ama harbi iniş. 4 kilometresi ise çıkış ama harbi çıkış. Sırf o yokuşu çıkarken Ayten ağlar. (Ayten, benim annem!)

10.30... Ayakların İsyanı.

11.15... Büyük toplantı. Konusu: ‘Biz neden obeziz? Neden şişmanız? Dr. Kuşhan neden sağlıklı? Şimdiye kadar neden ve nasıl yanlış beslenmişiz? Bizim yanlış beslenmemizin insan sağlığı üzerindeki anatomik etkileri' gibi.

12.00... Öğle sporu. Ya koşu bandında 4 kilometre koşacaksın ya fitness yapacaksın. Ama en ağırından. Benim tavsiyem: Fitness. Bonusu iyi, hocası Alina fıstık! Sırf o yüzden katlanılır.

13.00... Ayakların İsyanı (2). Odana çıkabilirsin, telefon molası.

13.30... En nihayet yemek... Mi dedim? Pardon! En muhteşeminden bir çorba. Yanında da 3 dilim domates. Daha ne isteyebilirsin ki?

15.00... Orman yürüyüşü. 5 kilometre (2). Sabahkinden farkı, öğleden sonra olması.

16.15... Dönüş. Üfffffff! Meyve saati. 3 adet mandalina veya iriden biraz büyük bir elma.

16.30- 19.00... Serbest zaman. Havuza girebilirsin. Jimnastiğe devam anlayacağın! Ya da jakuzide yağları erit, işin ne?

19.30... Akşam yemeği. Tencerede kenarında gezinirken suya düşüp boğulmuş tavuk ve haşlanırken unutulmuş fasulye! En iyisi, mercimek çorbası...

20.00... Drink ve beze. Drink, Nutraslim'in çikolatalı sütüne benzeyen Kuşhan'ın özel formülü. Beze dediysem, şeklini görebilmek için büyüteç lazım!

20.30... Ve artık tamamen özgürsün. Doyanlar yatağa, doymayanlar 40 civarı obezle birlikte yemek üzerine ilmi toplantı yapmaya: ‘Sen böreği nasıl açarsın, ben nasıl açarım...'

*

Evet, program bu.

Konuklar arasında eski sinema sanatçılarımızdan (... ....) var.

Çok hoş bir kadındı, biri üfleyip şişirmiş!

Tek sorunu bu.

Ama n'olacak, zayıflar.

Hepimizin amacı aynı değil mi?

Ve (...) Tekstil'in sahibi (...) Amcam.

Sonra (...) Holding'den (...) Abim.

Ve güzel Olivia... Yanında İzmirli kocasıyla...

Neşeli bir grubuz anlayacağınız.

Bir de babasıyla gelen 18 yaşındaki Orkun var... 135 kilo...

*

Gelelim Kuşhan Tesisleri'nde hayatta kalabilmenin inceliklerine...

Öncelikle, önündeki yemeğe sahip çıkacaksın!

Yoksa, sen salata almaya gittiğinde ya da herhangi bir şey için kafanı çevirdiğinde ekmeğin çalınabilir.

Üstelik çalan da suçlu senmişsin gibi direkt gözünün içine bakar:

‘Hangi akla hizmet ekmeğini bırakıyorsun da gidiyorsun?'

Ve tabii 18 yaşındaki Orkun'a kızamıyorsun!

Oğlan doymuyor, n'apsın...

Koğuş Ağası (...) Abi. En az 50. gelişi. ‘Aslında artık fit bile sayılırım' diyor ama 2 kilo alsa geliyor, çünkü tesislerde kendini iyi hissediyor. Adana'dan kimi söylesem biliyor.

Masaya herkesle birlikte oturuyorsun, kıdeme göre masa başına yaklaşıyorsun...

Cezaevi koğuşlarında yeni gelene yapılabilecek en büyük ikram cep telefonuysa...

Kuşhan Tesisleri'nde de kırmızı pul biber...

Ama onlar ikram ettiği müddetçe...

Sen istemeye kalkarsan çok büyük bir ayıp!

Hoş karşılanmıyor...

Bereket, (....) Abi, Yumurtalık'tan komşumuz, beni kolluyor, yol yordam öğretiyor...

*

Bu arada, kilo vermek için orada bulunan kadınların modaya düşkünlüğü de inanılır gibi değil. 150 santimlik kalçalarıyla tayt giymeden asla yürüyüşe çıkmıyorlar.

Bir filme benzetmek gerekirse...

Görüntü Tinto Brass'tan ziyade, Fellini filmlerine dönüşüyor...

Ve tabii her yeni gelen şişman misafire kart açılıyor, kilolar takip altında.

Eğer bir haftada kilo vermezsen Kuşhan seni oyuyor.

Ama dur sadece seni mi?

Ih-ıh. Sana hizmet veren personeli de. Çünkü onlar da takibe alınıyor. Bir hafta içinde kilo vermiyorlar mı, ya da kilolarını koruyamıyorlar mı? Demek ki ki gizli gizli yiyorlar, hadi onlara da güle güle...

Söylemeyi unuttum, garsonların cebi tatlandırıcıyla dolu.

Çünkü şeker, katiyen yasak.

Tuz da kesin yasaklar lisesinde.

Kırmızı pul biberin yasak olması da o yüzden, tuz içeriyor.

Bir tek karabiber serbest...

Bir de nane-kekik ve kırmız toz biber...

İnsanlar ne yediklerini unutmak için, bütün baharatları yemeklere boca ediyor...

Akşam yemeğinde de salata serbest. Ortada duran soğan ve turp ekmek vazifesi görüyor. Millet saldırıyor. Sonra da haliyle her akşam aynı muhabbet oluyor:

‘Bana bir şey dokundu ama ne..?!'

Evet, şimdilik bu kadar.

Kuşhan, bunları yazdığımı bilse beni oyar.

Odasında yiyecek bulunan 2 kişiyi direkt attı.

‘Gitmezseniz, jandarmayla gene yollarım' dedi.

Kulağımla duyduğum bu.

Gidişler gözümle takip.

Unutmadan, ben, iki haftada 9 kilo 100 gram verdim...

Ve burayı çok sevdim.

Yine geleceğim.

O zaman gizli günlük tutmayacağım, söz veriyorum!


 
İşte mideniz zil çaldığında atıştırabileceğiniz acıktırmayan yiyecekler..
Mideniz zil çaldığında atıştırabileceğiniz acıktırmayan yiyecekler..
Yağsız süt ile müsli ya da cornflakes:
Yağsız süt ile karıştırdığınız müsli ya da cornflakes gün boyu acıkmamanıza yardımcı olur. İçine sevdiğiniz meyvelerden dilimleyebilirsiniz. Yürüyüş öncesi ya da sonrası yine bu karışımı yiyebilirsiniz.
Light bisküvi ve çikolatalar:
Marketlerde meyveli light bisküvi ve çikolata seçenekleri bulunuyor. En yüksek karbonhidrat ya da protein içerenlerini seçin. Yürüyüş öncesi yada yürüken bir tanesini yiyin.
Kurutulmuş kayısı:
Bu lezzetli parçalar A vitamini, lif, potasyum, düşük yağ ve yüksek karbonhidrat içerir. Kahvaltınıza, öğleden sonraki ara öğününüze ve akşam yemeğinden sonra tatlı olarak tüketebilirsiniz.
Kuru incir:
Kuru incir de kayısı gibi karbonhidrat ve lif içerir. Kolayca sindirilebilen bu yiyecekler koşu yapanlar için de idealdir. Acıktığınızda en ideal atıştırmalıktır.
Meyveli süt:
Meyve ile soya sütünü karıştırırsanız sağlıklı bir besin elde edersiniz. Bu içecek eklediğiniz meyveye göre potasyum, C ve A vitamini, lif ve kalsiyum içerir. Kahvaltı, yürüyüş öncesi, yeniden enerji kazanmak için iyi bir atıştırmalıktır.
Muzç:
Karbonhidrat ve B6 vitamini deposudur. Ara öğünlerde, egzersizden önce, egzersiz sırasında ya da sonrasında yiyebilirsiniz.
Light yoğurt:
Kalsiyum, potasyum, protein ve yüksek karbonhidrat kaynağıdır. Yoğurt acıkmamanızı sağlarken bağışıklık sistemnizi de güçlendirir
Yulaf:
Araştırmalar yulafın kolesterolü düşürdüğünü gösteriyor. Enerji veren yulaflı yiyecekler atıştırma için iyi bir seçenek. Sabah ya da yürüyüşlerde yiyebilirsiniz
 
Neden tatlı isteriz?

--------------------------------------------------------------------------------
Yeterli ve dengeli beslenmeyen kişiler tatlı yemeye daha fazla ihtiyaç duyar. Nedeni...
Bunun nedeni uzun süreli açlıktan sonra boşalan depoları doldurmak için vücudun önce yüklü miktarda karbonhidrata ve şekere eğilim göstermesidir

Günlük enerji ihtiyacımızı temel besin öğeleri olan karbonhidrat, protein ve yağlardan karşılarız. Öğünlerde tüketilen karbonhidratlı besinler sindirim metabolizmasında glikoza (şekere) dönüşerek emilimi tamamlar ve kana geçer. Glikoz öncelikle beynin ilk enerji kaynağıdır. Ancak tüm metabolizma ve organlar tarafından kullanılır. Vücudun ihtiyacı olan glikozu (yani şekeri) doğal olarak meyvelerden (meyve şekeri olan fruktozdan), emilimi daha uzun süren ve kan şekerini hızlı yükseltmeyen tahıllardan (kepekli pirinç, kepekli makarna, bulgur), süt şekerinden (laktoz), kurubaklagillerden ve karbonhidrat bakımından zengin olan bazı sebzelerden (bezelye, patates gibi) elde ederiz.

Vücudun şekere ihtiyacı var mı?

Vücudun sofra şekerine ihtiyacı yoktur; gün içinde alınan besinlerle şeker ihtiyacı karşılanabilmektedir. Şekerleme, tatlı, pasta ve kurabiyelere yani basit şeker içeren yoğun karbonhidrat ağırlıklı besinlere ihtiyaç yoktur. Düzenli olarak beslenen ve öğünlerini vaktinde yapan kişilerde kan şekeri dengesi kurulduğu için tatlı yeme eğilimi çok daha az görülür. Yeterli ve dengeli beslenmeyen kişilerde tatlı ihtiyacı daha fazla oluşabilir. Vücut uzun süreli açlıktan sonra boşalan depoları doldurmak için ilk olarak yüklü miktarda karbonhidrat ve şekere eğilim gösterir. Alınan yüksek miktardaki kalorili besinin bir kısmı şeker depolarını bir kısmı da yağ depolarını doldurur. Bu nedenle gün içinde yeterli miktarda kalori almaya, asla öğün atlamamaya ve karbonhidrat, protein, yağ alımının dengeli olmasına dikkat etmek gerekir. Öte yandan psikolojik faktörler de tatlıya eğilimi yükseltir. Regl dönemine giren kadınlar, yoğun çalışanlar, stresi yüksek olanlar kendilerini tatlı yiyerek mutlu etmek isterler.

Şeker hastalığının belirtisi mi?

Sabah kahvaltı yapmayı sevmeyen, öğlenleri genellikle hafif ve hızlı besinlerle geçiren ya da öğün atlayan, ara öğünlerini yapmayan kişilerde genellikle akşam tatlı krizleri görülür. Bu krizler reaktif hipoglisemi denilen pankreastan insülinin aşırı ve düzensiz salgılandığı bir sağlık probleminin işaretleri olabilir.

Reaktif hipoglisemi ilerde görülebilecek olası bir şeker hastalığının göstergesi olabilir. Beslenme alışkanlığınız bu şekildeyse ve akşamları tatlı eğiliminiz görülüyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.

Regl dönemlerinde diyeti bozan tatlı krizlerinin asıl nedeni ise östrojen hormonunun vücutta azalmasıdır. Östrojen kadına özel bir hormondur. Serotonin ve endorfin gibi hormonların üretimini artırır. Regl döneminde azalan östrojen hormonu kan şekerindeki düşme eğiliminin artmasına, iştahınızın uyarılmasına neden olur.

Özellikle bu dönemde az az ve sık sık beslenmeye özen göstermeli, glisemik indeksi düşük besinleri tercih etmeli, sıvı tüketimini artırmalı, bitki çaylarınızda kabuk tarçın ve karanfil kullanarak aromasal tadı eksik etmemelisiniz. Regl öncesi dönemde dengeli beslenmeye dikkat ederek tatlı krizlerinizin önüne geçebilirsiniz.

Tatlı isteğini bastırmak için neler yapmalı?

Az az ve sık sık beslenmeli, öğünler atlanmamalı. Atlanan öğünlerde kan şekeri düşer ve ardından alınan ilk besinle kan şekerinin hızla yükselmesi görülür. Bu durumda tatlı krizleriyle karşılaşılır.

Sıvı alımı artırılmalı. Kişiler açlık hissettiği anların birçoğunda susuzluk yaşıyor olabilir. Bu nedenle tatlı krizlerinde ilk olarak su ve bitkisel çaylara yönelerek tatlı yemenin önüne geçilebilir.

Kriz anları light sütlü kafeinsiz kahvelerle atlatılabilir. Süt yüksek oranda protein içermesi nedeniyle tokluk yaratır.

Tatlı ihtiyacınızı meyveyle karşılayabilirsiniz

Meyve şekeri beyaz şekerden farklıdır. Meyve şekeri olan fruktoz, vitamin ve minerallerle birlikte bulunur. Beyaz şekerde bulunan sakkaroz vücuda yabancı bir maddedir ve emilimi çok hızlıdır. Bu hızlı emilim, kandaki şekerin düşmesine neden olur. Kan şekeri düşünce insan çabuk yorulur, tekrar yeme isteği oluşur. Kişi kendini halsiz hisseder. Beyaz şeker ve şekerli besinler yerine meyve şekerinden ya da esmer şekerden faydalanmak daha sağlıklıdır. Ayrıca tatlı ihtiyacını bastırmak için hazır meyve suları yerine taze sıkılmış meyve suları tercih edilmeli.

Meyveli yoğurtlar, light süt ve tatlandırıcı ile yapılan dondurmalar, tatlılar kriz anlarının sağlıklı atlatılmasına yardımcıdır.

__________________
 
Kilo kaybı durunca

Kilo vermeye başladıktan bir süre sonra, önce kilo kaybınızın yavaşladığını, bir süre sonra da tümüyle durduğunu fark ederseniz sakın şaşırmayın! Araştırmalar, kilo kaybını yavaşlatan sistemlerin bazı insanlarda daha erken devreye girdiğini gösteriyor. Bu kişilerde tiroid fonksiyonları yavaşlamaya, metabolizma hızı düşmeye başlıyor. Böyle bir durumda karşılaştığınızda yapacağınız en doğru şeylerden biri aktivite düzeyinizi yükseltmektir. Aktivitenizi çeşitlendirmenizin de yararlı olabileceğini hatırlatalım. Bu basit önlemin yetmediğini görürseniz bir diyet uzmanı ile görüşmeniz, beslenme planınızda değişiklik yapmanız gerekiyor demektir.
Metabolizmanız sizin özeliniz

Metabolizma kilo alıp verme üzerinde etkili, fakat ne kadar? Metabolizmanın yavaş çalışması nasıl anlaşır? Bu nedenle kilo alınır mı?

Metabolizma, vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmek amacıyla harcadığı enerji miktarıdır. Metabolizma hızı vücut bileşimlerinin kişiden kişiye değişen oranlarına bağlı olarak farklılık gösterir. Bu bileşimler, vücuttaki kas ve yağ dokularının birbirlerine oranıdır. Kaslar, vücutta yağlardan daha fazla kalori harcanmasını sağlayan yapılardır. Alınan ve harcanan enerji arasındaki fark kilo kaybını sağlayan temel unsurdur. Bazal metabolizma hızı da alınan enerjinin yakılmasında yüzde 60 oranında etkilidir. Kilo vermekte zorlanan bireylerde yavaş çalışan metabolizma tek başına bir sebep değildir. Vücudun enerji tüketimini arttıran önemli faktörlerden biri de yüzde 30 oranında fiziksel aktivitedir. Fiziksel aktivitenin bu yüzde 30’luk katkısı küçümsenemez. Yavaş çalışan metabolizma hızına sahipseniz yiyecek veya içeceklerle hızlandırma yöntemleri yerine 30 dakikalık yürüyüşleri alışkanlık haline getirmek kalıcı ve akıllı bir çözümdür. Unutmayın! Artan vücut yağı metabolizmanızı biraz daha yavaşlatacaktır. Yağların altında sıkışan kasların aktivasyonu azaldıkça metabolizmanız da yavaşlayacaktır. Ve bu kısır döngü içinde "şişmanların metabolizması yavaştır" yargısı iyice yerleşecektir. Metabolizma hızı üzerinde genetik faktörlerin etkisi olurken siz bunu çevresel faktörlerle (yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, yüzmek) desteklemenin faydasını artık biliyorsunuz. Haydi yürüyüşe...
 
Taylan Kümeli'nin diyeti

--------------------------------------------------------------------------------

Sabah:
* 1 dilim yoğun kepekli ekmek
* 1 "Zippo çakmak" büyüklüğünde beyaz peynir veya diğer peynir çeşitlerinden biri
* 1 domates
* 1 salatalık
* 1 sivri biber (isteğe bağlı), maydanoz
* Sınırsız açık çay, kafeinsiz kahve (şekersiz veya tatlandırıcılı)

Kabızlık ya da vücutlarında ödem problemi olanlar, günde 2 kez sabah ve akşam yemeklerinden sonra tüm marketlerin çay reyonlarından temin edilebilecek Phytostim ve Phytolax çaylarından içmeli.

Ara (11:00)
* 1 adet kepekli grisini

Öğle:
Seçeneklerden birini tencerenin içine koyun; Ispanak/kabak/semizotu/pazı/pırasa/ taze fasulye/ patlıcan (1 kg.), üstüne 4-5 adet domates rendeleyin, dilediğiniz kadar tuz ve 1 yemek kaşığı sıvı yağla birlikte pişirin. (Tercihen ay çiçek yağı. Çünkü zeytinyağının çiğ olarak tüketilmesi daha sağlıklı)... 200 gram light yoğurtla karıştırarak yiyin. Doyana kadar yeme hakkınız var. Akşamdan hazırladığınız bu yemeği kavanozla işyerinize de taşıyabilirsiniz.

Ara (17:00)
* 1 adet kepekli grisini
* 1 "Zippo çakmak" büyüklüğünde peynir
* Domates

Akşam:
1-1/2 marulu ya da kıvırcığı salata kabınıza doğradıktan sonra aşağıda belirtilen seçeneklerden birini bir hafta boyunca salatanızla karıştırarak kullanabilirsiniz.

* 100 gram ızgara ya da haşlanmış tavuk
* 100 gram diyet ton balığı
* 3-4 ızgara köfte (yağsız kıymadan)
* 100 gram yağsız ızgara biftek
* 100 gram 7-8 adet tavuk şiş
* 1 kase haşlanmış nohut, kuru fasulye veya barbunya
* 1 kase mantar
* 2 "Zippo çakmak" büyüklüğünde peynir

Yapılışı: Seçeneklerden birini salatanızın içine katarak yiyin. Limon, tuz, 1 çorba kaşığı zeytinyağı ve balsamik sirkeyle tatlandırın. Havuç-mısır koymayın. Çünkü her ikisi de glisemik indeksi yüksek gıdalar. Bir başka deyişle içerdikleri şeker oranının yüksekliği nedeniyle kan şekerinizi hızla yükseltirler... Havuç, mısır, patates gibi glisemik indeksi yüksek yiyecekleri de tabii ki bu diyetten sonra yiyebileceksiniz. Ama Taylan Kümeli'den 'nasıl yenmeleri gerektiğini' öğrenerek... Herki günlerde dizimizde bunlar da yer alacak.

Akşam yemeğinden 2 saat sonra
* 1 adet orta boy elma

Diyete uyduğunuz takdirde 1. haftada minimum 1.5- maksimum 4 kg., takip eden haftalarda 500 gram-2 kg. verebilirsiniz. Aman dikkat! Bu diyet maksimum 15 gün uygulanmalı ve diyet boyunca bol bol su içilmeli

Uyarı: Hipertansiyonu, şekeri (yüksek ya da düşük) ya da ilaç tedavisine bağlı kronik bir hastalığı olanlar lütfen bu diyeti uygulamasınlar.

--------------------------------------------------------------------------------

ALINTIDIR......
 
Haluk Saçaklı'dan Örnek Diyet"

Ünlüleri zayıflatmasıyla tanınan Haluk Saçaklı, hazırladığı diyet programları ve beslenme düzenleme teknikleriyle son günlerde adından en sık bahsedilen obezite uzmanı ve diyet programının yanı sıra beslenme davranışlarının da büyük önem taşıdığını vurguluyor.

Uyanınca
1 bardak oda sıcaklığında su

Kahvaltı
1 porsiyon mevsim meyvesi
Şekersiz limonlu açık çay
1 ince dilim kepek ekmeği
1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir
4 adet yeşil ya da siyah zeytin
1 porsiyon domates - salatalık - yeşil biber

Kuşluk
1 porsiyon mevsim meyvesi
2 adet grisini lŞekersiz bitkisel çay

Öğle
2 adet köfte büyüklüğünde tavuk veya peynir ilâveli 1 porsiyon yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edin)
2 ince dilim kepek ekmeği
1 su bardağı diyet yoğurt

İkindi
1 porsiyon mevsim meyvesi
1/4 sokak simidi
1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir
Şekersiz limonlu açık çay

Akşam
1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1 porsiyon 4 yemek kaşığı mevsim sebzesi veya sınırsız mevsim salatası
1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1.5 su bardağı kepekli makarna ya da pilav veya 12 yemek kaşığı kuru baklagil
1 su bardağı diyet yoğurt

Gece
1 porsiyon mevsim meyvesi

Yatarken
1 bardak oda sıcaklığında su
__________________




BUDUR ABLACIM..HADİ BAKALIM BANA KOLAY GELSİN..
 
Çoğu rejimler hızlı şekilde kilo verdirir ve bıraktıktan sonrada hızlı bir şekilde kilolar yeniden alınır. Sonuçta sağlığınız ve kendinize olan güveniniz sarsılır. "Forma gir, formda kal" diyeti, öncelikle bir daha kilo alınmaması için izlenmesi gereken 4 aşamayı içeriyor.
Genellikle bu diyeti uygulayanlar hafta içi rejime girip, hafta sonu serbest besleniyorlar. Haftada 2 kilo verdirmeyi amaçlayan bu rejimi ideal kiloya ininceye kadar uygulayabilirsiniz. Bu diyet, beslenme alışkanlıklarınızı düzenlemeyi ve daha sonra bunları bir yaşam tarzı haline dönüştürmenizi amaçlıyor. Asıl hedef noktası kilo kaybını kalıcı bir hale getirmek. 5 günlük forma gir formda kal diyetini, zayıflamaya karar verdikten hemen sonra uygulayabilirsiniz. Bu rejimin bir diğer özelliği, esnek oluşu. Yani 3 ana öğünde yiyeceklerinizi 6 ara öğüne bölerek de alabilirsiniz.
Haftada 2 kilo
5 günlük "Forma Gir, Formda Kal" diyetini uygulayarak ve düzenli olarak egzersiz yaparak, her hafta 2 kilo verebilirsiniz. Bir ay boyunca bu rejimi uyguladıktan sonra, verdiğiniz kiloları geri almamak için şu tavsiyelere uymanızda yarar var:
• Yağlı süt yerine az yağlı veya yağsız süt içmeyi tercih edin.
• Alışveriş yaparken üzerinde az yağlı yazan yoğurtları tercih edin.
• Salatalarınıza sos veya mayonez kullanmayın.
• Kaşar ve tulum peyniri yerine az yağlı beyaz peyniri tercih edin.
• Kızarmış yiyecekler yerine haşlanmış veya ızgara olanları tercih edin.
• Kırmızı et yerine balık ve tavuk yiyin.
• Zengin soslu ve kremalı yiyeceklerden uzak durun. Canınız çok istediğinde haftada bir kez olmak koşuluyla yiyebilirsiniz.
• Haftada dört gün en az yarım saat egzersiz veya yürüyüş yapın
Forma gir formda kal diyeti
Kahvaltılar
1. seçenek - 1 bardak süt, 1 bardak meyva suyu, 1 orta boy muz.
2. seçenek - 1 tas sütlü cornflakes, 1 küçük dilim peynir,1 elma.
3. seçenek - 1 katı pişmiş yumurta, 1 dilim reçelli tost ekmeği, 1 kase meyveli yoğurt
4. seçenek - Yarım taze greyfurt, 1 çay kaşığı bal, 1 dilim tost ekmeği, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir.
5. seçenek - 1 dilim kepek ekmeği, 1 çay kaşığı tereyağı, 1 çay kaşığı marmelat, 1 bardak elma suyu veya portakal suyu.
6. seçenek - 1 bardak süt ve 3 çay kaşığı kakao ile hazırlanmış sıcak kakao, 2 diyet bisküvi ve iki çay kaşığı krem peynir.
Öğle yemeği
1. seçenek - 1 domates, 50 gr. Dardanel ton balığı, 1 çaykaşığı mayonez, 1 kaşık haşlanmış mısır, kıvırcık salata, 1 salatalık, 1 kaşık zeytinyağı ve limonla hazırlanmış salata. Ardırdan 1 orta boy muz.
2. seçenek - 2 ince dilim ekmeği, 2 çay kaşığı tereyağı, 2 dilim peynirle hazırlanmış sandöviçin yanında 1 bardak portakal suyu ve elma.
3. seçenek - 1 tas domates veya karışık sebze çorbası, üzerine krem peynir sürülmüş 1 dilim tost ekmeği, 1 dilim karpuz .
4. seçenek - 1 katı pişmiş yumurta, 1 tabak yağsız yeşil salata, 50 gr. haşlanmış tavuk eti, 1 portakal.
5. seçenek - 1 tas yoğurtlu çorba (3 kaşık haşlanmış lapa pirince, 3 kaşık yoğurt ve bir miktar sıcak su ilave ederek karıştırın, üzerine nane serpin.) 2 adet ızgara köfte, 1 tabak söğüş doğranmış salatalık ve domates.
6. seçenek - Balık şnitzel (2 orta büyüklükte balık filetosunu galeta ununa batırarak hafif yağda kızartın), 1 tabak mevsim salata, 1 salkım üzüm.
7. seçenek - 80 gr. tavuk eti, 30 gr. kereviz, marul ve bir çorba kaşığı zeytin yağıyla hazırlanmış tavuk salatası, 1 dilim ekmek, 1 armut.
8. seçenek - 1 tabak domatesli spagetti (30 gr. spagetti makarnayı haşlayın ,diğer tarafta bir çay tabağı dilinmiş kuru soğanı yağda kavurun ve domatesi üzerine doğrayarak sos haline getirin, makarnanın üzerine dökün),1 bardak ayran.
9. seçenek - Izgarada kızartılmış 60 gr. Hamburger eti, 1 tabak söğüş doğranmış domates ve salatalık, 1 elma.
10. seçenek - 1 tas domates çorbası, 1 tabak lahana salatası (50 gr. turp, 140 gr. kırmızı lahana, marul ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın), 1 dilim kepek ekmeği.
Akşam yemeği
1. seçenek - 1 tas mercimek çorbası, 100 gr. haşlanmış tavuk, 1 tabak haşlanmış sebze, vanilyalı bir top dondurma.
2. seçenek - 3 adet haşlanmış sosisin yanında 1 haşlanmış patates, yeşil soğan ve maydanozla hazırlanmış patates salatası,1 kase meyveli yoğurt.
3. seçenek - 1 tas domates çorbası, 3 adet etli kabak dolması, 1 tabak meyve salatası.
4. seçenek - 1 tabak yağsız makarna, 2 adet ızgara balık, 2 top meyveli dondurma.
5. seçenek - 2 yumurta, 100 gr haşlanmış mantar, biraz peynir, maydanoz ve margarinle hazırlanmış mantarlı omlet, 1 bardak ayran, 1 elma.
6. seçenek - 1 tas sebze çorbası, 3 köfte, 1 tabak havuç salatası, 1 şeftali.
7. seçenek - 1 tabak menemen (2 küçük domates, 1 yumurta, 1 yeşil biber ve 1 tutam karabiber ile hazırlayın), 1 dilim kızarmış ekmek, 1 tas yoğurt.
8. seçenek - 80 gr. haşlanmış alabalık, yanında 1 tabak rendelenmiş havuç ve 1 orta boy haşlanmış patates.
9. seçenek - 1 tabak ton balıklı makarna (1 tabak haşlanmış makarnanın üzerine 20 gr. taze tor balığını, 1 domates ve bir avuç maydanozu doğrayın), 1 muz.
10. seçenek - 1 tabak peynirli patates salatası (100 gr. haşlanmış patates, 1 diş sarmısak, 10 gr. dil peyniri, kıvırcık, maydanoz ve 1 çorba kaşığı zeytinyağı ile hazırlayın) , 2 grissini, 1 portakal.


ARKADAŞLAR BU DAHA CAZİP GELDİ VE GERÇEKTEN GÜZEL..EN AZINDAN BİR SÜRÜ ALTERNATİF VAR..SİZDE Bİ BAKIN İSTERSENİZ..
 
Titremekle yağ erimez


Yaz yaklaştıkça kilo telaşı arttı, kilo fazlalığından para kazanmak isteyenlerin iştahları kabardı!

Kimileri detoks suları, zayıflama-diyet bantları kimileri yağ eriten haplarla para kazanmaya çalışıyor. Bu eski oyunculara son yıllarda yenileri eklendi. Bedeninizi titreterek ya da yağlarınızı radyo dalgaları ile kırarak zayıflatacaklarını ileri süren teknolojik harikalar (!) bunların en yenileri. Gebe kadınlardan elde edilen "HCG Hormonu" iğneleri ile zayıflatmayı vadedenler, bu yıl pek ortada görünmüyor.

İDRARLA YAĞ HÜCRELERİ ATILMAZ

Üzerine çıktığınızda vücudunuzu ciddi bir titreme sarsıntısı içinde bırakan cihazların kilo kaybına yardımcı olmaları olanaksız görünüyor. Çok özel birkaç teknoloji dışında böyle bir aletin üzerine çıkıp 15-20 dakika titreyerek yağ hücrelerini boşaltmak ne yazık ki mümkün olmuyor! Yağ hücreleri, bırakın titremeyi, iki parmağınızın arasında sıksanız bile (!) yağını kolay kolay bırakmıyor.

"Bedavadan kilo kaybı" yani "yan gelip zayıflama" pazarına girmeye çalışan yeni bir yöntem daha var: Buna radyo dalgaları ile yağ kırmak deniyor. Radyo dalgalarının yağ eritici gibi kullanılmasını son derece komik buluyorum. Anlatılana göre bu dalgalar yağ hücrelerini dokudan koparıp idrarla atıyormuş! Bu tam bir palavradır. Radyo dalgaları ile incelmek veya kilo vermek mümkün değildir. Cilde yapıştırılan bantların da herhangi bir faydası yoktur. Bu bantların içinde bulunan bitkisel özleri bırakın cilt yoluyla vücuda sokmayı imkan olsa da damardan serum içinde verseniz bile yağ kaybına yardımları söz konusu değildir.

AKUSTİK ŞOK İLE SELÜLİT TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ

Bölgesel zayıflama konusunda, arkasında ciddi sayılabilecek bilimsel çalışmalar olan yeni bir teknoloji son günlerde çok sık konuşulmaya başladı. Dergilerde, gazetelerde haber konusu oldu. Yoğun ses dalgaları ile oluşturulan akustik şok terapi denilen bu yöntemin etkinliği Almanya ve Avusturya’da birçok klinik tarafından kabul edilebilir görüldü. Önemli bir medikal teknoloji üreticisi bir firmanın ünlü olan bu yeni yönteminin özellikle selülit tedavisinde ciddi yararları olabileceği belirtiliyor. Bazı araştırmalar bilhassa bölgesel selülit ile mücadelede bu yöntemden faydalanabileceğini gösteriyor. Amaç yağ eritmek değil de selülit ile mücadele etmek ise bu teknoloji denenebilir.

EFEDRA ÇOKTAN YASAKLANDI

Sırası gelmişken, evlere pazarlanan toz veya sıvı içeceklerle zayıflamanın da çok tehlikeli zararlarının olabileceğini hatırlatalım. Özellikle "herbal efedra" ihtiva etmesi nedeniyle kullanılmaları son derece tehlikeli bulunan ürünlerin ülkemizde de kapıdan kapıya pazarlama yoluyla satıldığını hatırlatalım. Agresif bir şekilde sadece para kazanmak amacıyla paket şeklinde satılan, hatta bazen pazarlanan bu ürünlerden kesinlikle uzak durun.

Anlayacağınız kilo kaybının, akıllı bir beslenme ve aktivite planı yapmak dışında etkili bir yolu yok! Eğer kilo sorununuza çözüm arıyorsanız, pasif jimnastik, evden eve pazarlanan zayıflama hapları-tozları yosun tabletleri veya titreme cihazları, diyet bantları gibi faydasız hatta zararlı olabilecek çözümlere inanmayıp biraz "boğazınızdan kesmeniz" ve biraz da "hareketlenmeniz" gerekiyor. Ufukta şimdilik başka bir çözüm yolu ne yazık ki görünmüyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Her yeni diyetle vücut biraz daha zorlanıyor

35 yaşındayım ve bu beşinci kilo verme girişimim. Genellikle verdiğim kiloyu yaklaşık 6 ay sonra geri alırım. Her yeni diyet programında biraz daha zorlandığımı hissediyorum. Daha farklı ne yapabilirim?

Her yeni diyet girişiminde vücudunuzun biraz daha zorlandığı kesindir. Ve verdiğiniz kiloların önemli bir kısmını aldıktan sonra yeni bir başlangıçla yeni bir diyete acaba değer mi? sorusu aklınıza geliyorsa beslenme eğitimi içeren bir program sizi ikna edecektir. Standart listelerden ibaret bir programda her hafta aynı mönüyü uygulamak zorunda kalmak zihninizi ve bedeninizi kısır döngüye sokacaktır. Size özel olarak düzenlenen listede öğünlerin içeriğini sorgulamak ve öğrenmek başarılı bir kilo korumanın temel taşlarıdır.

Elinizdeki listeyi en ince ayrıntısına kadar dikkatle incelediğinizde uygulamanın da daha kolay ve başarılı olacağını unutmayın. Neyi neden yaptığınızı bilmek bilinçsizce uygulamaları ortadan kaldıracak ve elinizdeki beslenme planı bir yaşam tarzı haline işte bu şekilde gelecektir. Unutmayın! Aktif yaşam önerilerinin de günlük yaşantınıza adapte edebilecek tarzda, size uygun şekilde düzenlenmesine dikkat edin. Sürekli egzersiz yapmanın faydalarından ziyade neler yaparsanız daha faydalı olacağı konusunda ikna edici yaklaşımları daha kolay uygulayabilirsiniz. Yeni bir diyet için değer diyebileceğiniz bir beslenme programı uzman kişiler tarafından yönetilmeli ve siz de bu yönetimin başrol oyuncusu olmalısınız.

Hayatımızdaki "eksi"ler

tartıdaki "artılar"dır

Diyet ve spor ile zayıflıyorum. Fakat bazen 2-3 hafta üst üste tartıda aynı kiloda çıkınca sinirleniyorum. Neden kilo vermem bazen duruyor?

Kilo verme hızınızı etkileyen bazı önemli durumlar vardır. Bunları pozitif ve negatifler olarak ayırarak size aktarayım. Bakalım negatifler mi ağırlıkta, yoksa pozitif tarafınız daha mı yoğun?

Eksiler (-)

Çok sayıda diyet yaptım.

Aç kalarak zayıfladığım dönemler oldu.

Haftada birden fazla kaçamak yapıyorum.

Diyet listemde yazanlardan daha az yemeye çalışıyorum.

Uyku düzenim çok değişiyor bazen daha az bazen daha çok uyuyorum.

Yeteri kadar su içmiyorum.

Diyette yazanlar yetmiyor, acıkınca atıştırıyorum.

Antidepresan kullanıyorum.

Gün boyu çok hareketsizim.

Dönem dönem spora ara veriyorum.

Bana hekimim tarafından verilen ilaçları düzenli almıyorum.

Besin desteklerini düzenli almıyorum.

Hep mutsuzum, zayıflayacağıma inanmıyorum.

Az da olsa alkol almaya devam ediyorum.

Artılar (+)

İlk defa diyet yapıyorum/ birkaç kez diyet yapmıştım (kısa süreli).

Öğün saatlerine çok dikkat ediyorum, araları asla atlamıyorum.

Uykularım düzenlidir.

Sporumu aksatmıyorum.

Haftada birden fazla kaçamak yapmıyorum (en fazla).

İlaç veya besin desteklerini düzenli alıyorum.

Stres seviyem bu aralar çok yüksek değil.

Diyetimle ilgili değişimleri öğreniyorum.

İşte burada ters orantı karşınızda. Bu hayatınızda eksiler ne kadar çok yer alıyorsa tartınızda artılar o kadar çok karşınıza çıkabilir anlamına geliyor.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Kaçamak yapmanıza izin var

Kaçamak yapmanıza izin var ama çok sık tekrarlamamak şartıyla. Kaçamaklar herkesi ama özellikle belirli besinlerden kısıtlanan kalp hastaları, şeker hastaları, tansiyon hastaları ya da diyet yapanların çok imrendiği küçük yiyecek abartılarıdır. Çok sevmenize, özlemenize, yokluğuna dayanmakta güçlük çekmenize rağmen beslenme planınızın izin vermediği her yiyecek sizin için kaçamak sayılır. Ölçüyü kaçırmadıkça kaçamaklardan korkmayın ama sadece bunu bazen yapabileceğinizi ve ölçüyü kaçırmamak zorunda olduğunuzu unutmayın. Özellikle kilo verme uğraşı içindeyseniz kaçamak yaptığınızda bunun bedelini biraz daha fazla egzersiz yaparak ödemeyi unutmayın. Kaçamakları yalnızca arada bir yapabilirsiniz.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
G.İ. DİYETİ

Prof. Dr. Metin Özata
Endokrinoloji, Tiroid ve Metabolizma Uzmanı
Glisemik indeks kavramı ilk defa Kanadalı Profesör Dr. David Jenkins tarafından 1980’li yıllarda ortaya konmuştur. Bir gıdanın veya karbonhidratın glisemik indeksi onun kan şekerini yükseltme özelliğidir. Glisemik indeks 0 ile 100 arasında değişir. Glukozun değeri 100 kabul edilerek diğer karbonhidratların kan şekerini yükseltme gücü veya etkisi sıralanır. Glisemik indeksi yüksek gıdalar kan şekerini çok hızlı yükseltir ve bu nedenle kilo yapar. Eğer glisemik indeks düşükse, o gıda, kan şekerini yavaş ve daha az yükseltir. Bu tür gıdalar ise zayıflamak için çok faydalıdır. Protein ve yağlar için glisemik indeks söz konusu değildir.
Kan şekerini çok yükselten karbonhidratlara yüksek glisemik indeksli, az yükseltenlere düşük glisemik indeksli karbonhidratlar denir. Yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar kan şekerini çok arttırdığı gibi insülin hormonunu da çok yükseltirler.
Karbonhidratlarla birlikte yenen protein ve yağ da o karbonhidratın kan şekerini yükseltmesine katkıda bulunabilir.
Zayıflamak isteyen kişilerin glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenmesi gerekir. Glisemik indeksi (şeker yükü) yüksek olan gıdalar yani rafine edilmiş şekerler, nişastalı yiyecekler, baklava, börek, reçel ve patatesin çok az yenmesi gerekir. Kişilerin her gıdanın glisemik indeksini ayrı ayrı bilmesi çok zor ise de, zayıflamak isteyen bir kişinin bazı gıdaların bu özelliğini bilmesi gerekir. Her türden şeker, bal, reçel, muhallebi ve keşkül gibi sütlü tatlılar, baklava ve kadayıf gibi irmikli ve unlu tatlılar, meşrubatlar, çikolata, bazı meyve suları, meyve kompostoları, bira, tatlı kekler, kurabiyeler, bisküviler ve tatlı pudingler fazla miktarda basit karbonhidrat (şeker) içerirler ve glisemik indeksleri (şeker yükü) yüksektir. Bu tür şekerlerden uzak durulmalı, beyaz ekmek, beyaz pirinç ve patates gibi şeker yükü fazla olan gıdalar az tüketilmelidir. Tüketilmesi önerilen düşük şeker yüklü gıdalar ise, yulaf, kuru baklagiller, kepek ekmeği ve tam buğday ekmeğidir.
Glisemik İndeks Nasıl Hesaplanır?
Glisemik indeksi, hesaplamak için 8-10 sağlıklı kişiye bir gece açlık sonrası sabahleyin bir karbonhidratı 10-15 dakikada yemeleri istenir ve bunu yemeden önce ve yedikten sonra 15 dakikada bir parmaktan kan şekerine iki saat süreyle bakılır. Aynı kişilere başka bir gün saf glukoz içirilir ve benzer ölçümler yapılır. Bunlar bir grafikte değerlendirilir ve o gıdanın glisemik indeksi hesaplanır. Bu değerlendirmeye göre glukozun (kan şekeri) Gİ’i 100 olup diğer karbonhidratlar buna göre sıralanır. Daha önceleri beyaz ekmeğin Gİ’i 100 olarak kabul edilerek Gİ değerlendirilmesi yapılmaktaydı. Ekmekler farklı olduğundan bundan vazgeçilmiş ve glukoz 100 kabul edilerek Gİ değerlendirilmeleri yapılmaya başlanmıştır. Gıdanın pişirilmesi, işlenişi, kabuklu oluşu veya olmayışı GI değerini etkiler.
Düşük, Orta ve Yüksek Gİ
Bir gıdanın Gİ’i 55’den az ise düşük, 56-69 arasında ise orta, >70 ise yüksek Gİ’li gıda denir.
Yüksek GI’li gıdalar beyaz ekmek, pirinç, tatlı kekler ve pastalardır. Bir gıdaya un ve şeker girdikçe GI’i yükselir. Karpuz ise en yüksek GI’li meyvedir ve değeri 72’dir. Orta GI’li gıdalar ise tam tahıllar, bazı kekler, bazı tropikal meyveler (papaya ve ananas) dir. Düşük GI’li gıdalar ise sebzeler, meyvelerin çoğu ve tam tahıllardır. Kuru yemişler (badem, ceviz fındık) düşük GI’lidir. Süt ürünlerinin GI’i de düşüktür.
Avustralya’da gıdaların üzerine glisemik indeks değerleri yapıştırılmaktadır.
Glisemik Yük
Glisemik yük (GY) bir günde yenen karbonhidrat miktarının oluşturduğu toplam şeker yüküdür. Glisemik yük fazlaysa yani bir günde fazla karbonhidrat alırsanız bu da zararlıdır. Glisemik indeksi düşük gıdaların günlük tüketim miktarı da bu nedenle önemlidir. Diğer bir deyimle karbonhidratın kalitesi kadar miktarı da önem taşımaktadir. İşte glisemik yük bir karbonhidratın hem Gİ’ni (kalitesini) hem de kantitesini yansıtır. Aşırı miktarda düşük GI'li karbonhidrat yenirse yine kilo alınır. Bu nedenle günlük alınan glisemik yük yani karbonhidrat miktarı da önem taşır. Her gıdanın Gİ ile GY miktarı aynı değildir. Glisemik yükü hesaplamak için yenen gıdanın Gİ’i ile o gıdadaki karbonhidrat miktarı çarpılarak 100 sayısına bölünür. Bunu şöyle formüle edebiliriz:
Glisemik Yük = (Gİ x yenen karbonhidrat miktarı gram olarak) / 100
Bir elmayı göz önüne alalım. Elmanın Gİ’i 40 olup 15 gram karbonhidrat içerir. Bu elmanın GY= 40x 15/100=6 olarak bulunur.
Küçük ve fırında pişmiş bir patatesi göz önüne alırsak onun Gİ’i 80 olup 15 gram karbonhidrat vardır. Bunun GY’ü şöyledir: GY= 80x15/100=12 çıkar.
Görüldüğü gibi patatesin glisemik yükü elmanınkinin 2 katıdır.
Gıdalardan glisemik yükü daha az olanı tercih etmek daha sağlıklıdır. Glisemik yük 20 ve üzerinde ise yüksek, 11-19 arası orta, <10 ise düşük GY'lüdür denir.
Burada amaç fazla karbonhidrat almamaktır. Kilo vermek için yeteri kadar karbonhidrattan fazlasını almamak gerekir ve başlangıçta günlük glisemik yük 60-75 olmalıdır. Her öğünde 15 GY olacak şekilde gıda alınmalıdır. Her ara öğünde ise 10 GY kadar karbonhidrat alınmalıdır. Gebe veya emzirenlerde GY 130 olmalı, çok aktif iseniz GY 100-150 olmalıdır.
Serbest yaşayan veya hareketli bir kişide GY daha önemlidir. Günlük olarak alınan gıdaların karışık yendiği veya tüketildiği bilinmektedir. Buna rağmen yapılan bilimsel çalışmalar günlük alınan toplam gıdanın GY&#8217;den çok GI ile paralel bir kan şekeri ve insülin yüksekliği yaptığını göstermiştir. Karbonhidrat içermeyen et, yumurta ve yağ gibi gıdaların GY&#8217;ü Gİ&#8217;le paralellik gösterir. Özellikle et GI&#8217;le paralellik gösterir. Et yiyen kişilerde patates, beyaz ekmek, domates, peynir tüketimi fazladır ve arada paralellik vardır. Biranın nişasta oranı fazla olduğundan Gİ değeri yüksektir (95) şarap ve diğerleri ise 61&#8217;dir ki bu değer sukrozun (masa şekeri) GI&#8217;ne yakındır.
Gıdaların Gİ ve GY değerleri tabloda verilmiştir.
Yemeklerde yağ, protein ve karbonhidrat birlikte yendiği halde Gİ değerleri yine de faydalı olmaktadır.
Makarna GI düşük 30-60 arasındadır. Makarnanın pişirilmesi de Gİ&#8217;ni etkiler, orta derecede pişirilirse (kaynatılırsa) Gİ&#8217;i orta, aşırı pişerse Gİ artar. Rafine şekerin Gİ&#8217;i 60-65 &#8216;dir.
Basit şekerleri içeren çoğu gıda kan şekerini nişastalı gıdalar kadar artırmaz.
Bir yemeğin asit oranı artarsa Gİ&#8217;i azalır. Salataya sirke ve limon koymak yemeğin GI&#8217;ini azaltır.
İnsülin İndeksi Nedir?
Gıdaların kan şekerini yükseltme gücü kadar insülin hormonunu yükseltme gücü de vardır. Buna insülin indeksi denir. Yapılan çalışmalar insülin indeksi ile glisemik indeksin paralellik gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle ayrıca insülin indeksini kullanmaya gerek yoktur. Yani düşük Gİ&#8217;li bir gıdanın insülin indeksi düşük, yüksek Gİ&#8217;li bir gıdanın insülin indeksi de yüksektir. Bununla beraber istisna olan bazı gıdalar da vardır. Örneğin süt ürünleri, et, balık ve yumurta karbonhidrat içermediği halde kan insülin seviyesini yükseltirler. Bu tür bir insülin yüksekliğinin uzun zaman içinde sağlığa nasıl bir etkisi olduğu tam bilinmese de kan şekerini fazla yükseltmediklerinden dolayı iyi bir etkileri olacağı düşünülmektedir.
Ne Kadar Karbonhidrat Yemeli?
Gİ bize o karbonhidratın kan şekerini yükseltme özelliğini verir. Ancak bir günde yenecek karbonhidrat miktarı da önemlidir. Eğer kilo vermek istiyorsak GY günde 60-80 olacak şekilde beslenmeliyiz. Yediğimiz gıdaların ortalam Gİ düzeyi de ortalama 50-55 arasında olmalıdır.
Glisemik İndeksle İlgili Bazı Pratik Noktalar:
Karbonhidratları seçerken düşük glisemik indeksli olanları seçmek gerekmektedir.
1. Rafine karbonhidratlar yani beyaz un ve rafine tahıldan yapılmış karbonhidratlar yüksek glisemik indekslidir.
2. Beyaz ekmek yüksek glisemik indekslidir.Tam buğday veya kepek az GI&#8217;lidir.
3. Diyetteki lif oranı artınca GI&#8217;i azalır.
4. Karbonhidrat içinde amiloz ve amilopektin vardır. Amilopektin fazlaysa kan şekeri daha çok artar Amilopektini fazla olanlar ekmek, beyaz patates, beyaz un, amiloz içerenler ise tam tahıllar,hububatlar ve tatlı patetesdir.
5. Rafine olanlar rafine olmayanlardan daha fazla glisemik indeksi artırır. Rafine demek işlenmiş fabrikaya girmiş gıda demektir. Rafine olan karbonhidratlar beyaz ekmek, beyaz pirinç, kurabiye,meyve suları, şekerlerdir. Rafine olmayanlar doğal halde bulunanlar olup GI&#8217;i düşüktür. Bunlar daha fazla lif veya posa içerir. Örnek olarak sebze meyve, badem, ceviz, bezelye verilebilir.
Glisemik İndeksi Sıfır Olan Gıdalar:
Salatalık, patlıcan, hindiba, rezene, sarımsak, yeşil fasulye, pırasa, marul, mantar, bamya, yeşil soğan, turp, kabak, ıspanak, brokoli, lahana, karnabahar, domates gibi bütün sebzeler.
Meyvelerden Avakado, limon, ahududu,
İşlenmemiş etlerin Gİ&#8217;i genelde sıfırdır. Biftek, kalamar, derisiz tavuk eti, ördek, taze veya donmuş derisiz tüm balıklar, kuzu eti, yengeç, midye, hindi eti. Ancak salam, sosis, hamburgerden uzak durunuz.
İçinde asit olan gidalar GI'i düşürür.
Bunun nedeni mide boşalmasını geciktirmesidir.
Asidik gıdalara örnek;
1.Yeşil zeytin
2.Turp
3.Limon suyu
4.Mantar, havuç, yeşil bezelye
5.Sarmısak
6.Sirke
Ekmek:
Beyaz ekmeğin Gİ&#8217;i en yüksektir. Bu nedenle beyaz ekmek yemeyiniz. Bunun yerine Gİ&#8217;i düşük olan çok tahıllı ekmek veya tam buğday ekmeği yiyiniz.
Çorba:
Çorbalardan tarhana çorbası, sebze çorbası ve mercmek çorbasının Gİ biraz daha düşüktür. Kremalı çorba yemeyiniz.
Peynir:
Yağsız olanlarını tercih ediniz.
Yoğurt:
Sade yoğurt tercih ediniz. İçine katkı maddesi konmuş veya tatlandırıcılıları tercih etmeyiniz.
Dondurma:
Tatlı olarak seçilebilir. Baklava, kadayıf yerine dondurma yiyiniz.
Makarna:
Beyaz makarna rafine karbonhidrat olup GI&#8217;i pişirmeye göre değişir. Spagettiyi sadece 5-6 dk pişirilirse Gİ&#8217;i düşüktür. Makarnayı yumuşayıncaya kadar pişirmelidir. Fazla pişirince GI artar, bu nedenle makarnayı fazla pişirmeyiniz.
Salata:
Salataya sirke ilavesi GI'i %30 azaltır. Baharat, tarçın kan şekerini azaltır. Günde bir çay kaşığı tarçın faydalı olur.
Gİ'i sıfır kabul edilip yenilmesi uygun olanlar:
Brokoli,kabak, çiğ havuç, marul, kıvırcık, karnıbahar, patlıcan, soğan, biber, turp, ıspanak, domates, avokado, 6-10 badem, ceviz, fındık, et, tavuk, yumurta, balık
Pizza :
Kompleks bir karbonhidrattır.Gİ&#8217;i yüksektir.
Toz Şeker:
1 çay kaşığı 4gr karbonhidrat içerir, 15 kaloridir. GI&#8217;i 61&#8217;dir.GY değeri 2.5&#8217; dur. Bir kişi günde en fazla 3 tatlı kaşığı kadar toz şeker yemelidir. Bunun içine çaya, kahveye, tatlıya konan şeker dahildir.
Fruktoz :
1 çay kaşığı 4 gr karbonhidrat 15 kalori , GI &#8216;i 19, GY&#8217;ü 1 dir.
Yüksek Fruktoz Mısır Şurubu:
1 çay kaşığı 5gr karbonhidrat 20 kalori, Glisemik indeksi bilinmiyor, kullanılmasını önermiyoruz. Yediğimiz tatlı, pasta, kurabiye ve çikolatalarda mısır şurubu olma ihtimali yüksektir. Aslında bunun gıdaların etiketinde belirtilmesi gerekir. Genetiği değiştirilmiş mısırdan yapılan mısır şurubu türü tatlandırıcılar sağlık yönünden zararlı olabilir.
Bal:
1 çay kaşığı 6gr karbonhidrat 20 kalori, GI&#8217;i 55, GY&#8217;ü 3 tür. Görüldüğü g,bi Gİ&#8217;i toz şekerden düşüktür. Toz şeker yerine bal kullanmak daha az şeker yüksekliği yaparsa da , bal yine de Gİ yüksek bir gıdadır ve çok az yenmelidir.
Patates:
Patetes yüksek GI &#8216;e sahip olsa da buzdolabında soğutulup tekrar ısıtılırsa GI&#8217;i azalır. Patates salatası soğutulursa GI&#8217;i azalır. Taze pişmiş ve ezilmiş patetesin GI&#8217;i en yüksektir. En iyisi patetes salatası halinde hazırlamak, buzdolabında soğutmak ve içine sirke koymaktır. Tüm patetesler yüksek GI&#8217;li değildir. Tatlı patates daha faydalıdır. Haşlanmış patates GI&#8217;i 70&#8217;in altındadır. Soğutulmuş patatesin GI&#8217;i düşükür. Bu nedenle patates salatasının GI&#8217;i düşüktür. Küçük, taze patates ise daha az GI&#8217;lidir.
Alkollü içecekler:
Alkollü içecekler çok az karbonhidrat içerir. Şarabın karbonhidratı yoktur.Biranın bir şişesinde 10-13gr karbonhidrat vardır ve GI&#8217;i 66&#8217;dır.
Pirinç:
Pirincin GI >70&#8217;dir, yani yüksektir. Piriç pilavı yerine bulgur pilavı yemek lazımdır. Piriç pilavı kan şekerini toz şekerden daha çok yükseltir.
Havuç:
GI eskiden 92 olarak hesaplandı. Yeni yapılan testler 41 olduğunu gösterdi. Bu nedenle havuç özellikle çiğ olarak faydalıdır.
Izgara Et Yerken Birlikte Patates Kızartması Değil Sebze Yiyiniz
Ülkemizde lokantaların çoğunda ızgara et istediğinizde çoğunlukla yanında patates püresi, patates kızartması veya beyaz pirinç pilavı ile birlikte sunulur. Halbuki ızgara etin yanında bulgur pilavı, haşlanmış brokoli, karnabahar, bezelye, domates veya marul olması daha sağlıklıdır. Lokantaya gittiğinizde ızgara etin bu şekilde getirilmesini istemeniz sizin daha sağlıklı beslenmenizi sağlar.
Meyve ve Sebze:
Meyvelerden olgun olanları seçmeyiniz. Portakal, mandalina gibi sulu meyveler yerine elma armut gibi daha katı olanlarını seçiniz. Sebzelerden yeşil yapraklı olanları tercih ediniz.
Yağlı Gıdalar:
Yemeklere konan yağ miktarını azaltınız. Kızartmalı yemeklerden uzak durunuz. Yağsız tava kullanmaya çalışınız. Katı yağ ve tereyağından uzak durunuz. Yemeğe kıyma koyduysanız ilave yağ koymayınız.
Yağı fazla olan papates cipsi Gİ&#8217;i düşüktür ancak bundan yenilmesi sağlığa zararlıdır. Bol miktarda doymuş yağ içerir.
Kahve-Kappucino:
Çoğu kahve ve kapucinonun Gİ&#8217;i düşüktür. İçine şeker fazla koymadıkça içilebilir. İçine süt katılırsa Gİ&#8217;i çok yükselebilir.
Gazoz, Kola:
Bu tür içeceklerin içinde çok yüksek şeker vardır ve önermiyoruz.
Böğürtlen- Çilek Grubu Meyveler:
Çilek&#8217;in Gİ 40 olup diğerlerin çok düşük Gİ vardır. Bunlardan bir kase yenebilir.
Düşük Glisemik İndeksli Beslenmenin Faydaları
Yüksek glisemik indeksli (GI) yiyecekler, düşük GI yiyeceklere göre tokluk kan şekerinde ve yemek sonrası 2 saatlik kan şekeri cevabında daha çok artışa neden olurlar. Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı yaşam için nişasta içermeyen polisakkaritlerden oluşan, düşük GI&#8217;li karbonhidrat ağırlıklı diyetin (Enerjinin %55&#8217;inden fazlası karbonhidrattan) tüketilmesini desteklemektedir.
Besinlerin kısa süreli doyurucu etkileri incelendiğinde düşük GI&#8217;li besinlerin yüksek olanlara göre daha doyurucu olduğu bulunmuştur. Yüksek GI &#8216;li öğünler, düşük GI&#8217;li öğünlerle karşılaştırıldığında yemek sonrası dönemde, kan şekerinde daha fazla yükselme ve düşmeye ve insülin düzeylerinde daha fazla artışa sebeb olurlar. Sonuç olarak ileri saatlerde yağ asitlerinde ve kan şekerinde daha fazla düşüşe ve acıkmaya neden olurlar. Düşük GI li gıdalarla ise insülin fazla yükselmediğinden kan şekeri fazla düşmez ve açlık olmaz.
Düşük GI&#8217;li besinlerin tüketilmesinin obez çocuklarda vücut kitle indekslerinde (kilolarında) daha fazla azalmaya neden olduğu bildirilmiştir.
Düşük GI&#8217;li diyetin obezite, kolon kanseri ve meme kanseri gelişiminde de koruyucu olduğu gösterilmiştir Düşük GI&#8217;li ve yüksek lifli besinler diyabetli bireylerde tokluk kan şekeri ve kilo kontrolünde düzelmeye yol açtığı için Kanada Diyabet Derneği, Avustralya Diyetisyen Cemiyeti, Avrupa Diyabet Çalışma Cemiyeti tarafından önerilmektedirler.
Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenince insülin hormonunda azalma ve enerji artması oluştuğu gibi yağ depolanması azalır ve mevcut yağlar yakılmaya başlar. Sonuçta da kilo kaybı oluşur. Düşük GI&#8217;li beslenme kilo kaybını 2 mekanizmayla yapar:
1. Doygunluğu artırarak
2. Yağların yakılmasını artırarak
Düşük GI&#8217;li gıdalar yüksek GI&#8217;li gıdalara göre daha uzun süre tok tutarlar ve bu nedenle sonraki öğünde daha az yemeyi sağlarlar. Bir yemekteki GI oranını % 50 artırdığınızda doygunluk hissinde % 50 azalma olmaktadır. Doygunluk hissindeki bu artış bağırsaktan salgılanan kolesistokinin hormonunun düşük GI li diyetle daha fazla artış göstermesine bağlıdır.
Diğer diyetlere karşılık bu Gİ diyetinin faydalı olmasının nedeni insülin direncini kırmasıdır. 1200 kalorinin altında diyet yapmak insülin direncini arttırır ve kilo aldırır. Kilo vermek için acıkmanın ve tatlıya saldırmanın önlenmesi gerekir. Bunun yolu da düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenmekten geçmektedir.
Diyetteki yağı azaltmakla veya toplam kaloriyi çok azaltmakla veya karbonhidrat miktarını çok azaltmakla açlık hissi baskılanamaz ve tekrar kilo alırsınız. Düşük glisemik indeksli beslenmede aç kalma veya özel bir beslenme şekli, yani bir gıdaya dayalı beslenme, yoktur.
Düşük glisemik indeksli beslenme ile
1. Yemeklerden sonra oluşan uyku basması, öğleden sonraları oluşan enerji kaybı, halsizlik yok olur. Enerji kaybı veya halsizlik yemek sonrası oluşan insülin ve şekerdeki dalgalanmalardan kaynaklanmaktadır. Beyine yeterli glukoz geldiğinden konsantre olursunuz. ve yorgunluğunuz ortadan kalkar.
2. Tip 2 diyabet, kalp hastalığı, tansiyon, depresyon ve bazı kanserler önlenir.
3. İyi uyku uyursunuz.
4. Acıkma nöbetleri azalır ve kalkar
Normalde acıkma vücudun yemek ihtiyacı olunca ortaya çıkan bir durumdur. Ancak acıkmanın vücudun ihtiyacı olmadığı zamanlarda oluşması normal değildir. Bu nedenle de ihtiyaç olmadan yemek yenildiği için kilo alınır. Normal olmayan bu acıkma atakları kandaki insülinin dalgalanmasından oluşur. Yüksek Gİ&#8217;li karbonhidrat yenince kan şekeri ve insülin hızla yükselir ve sonra kan şekerini hızla normalin altına indirir ve tekrar acıkma oluşur. Tekrar tatlı bir şeyler yerseniz aynı durum tekrar eder gider. Eğer bu açıkmalar sırasında yüksek GI&#8217;li gıda yerine düşük GI&#8217;li gıda yenirse acıkma nöbetleri azalmaya başlar.
Acıkma ataklarını stres de artırabilmektedir. Stres artınca tatlı gıdalara yönelme olmasının nedeni beyindeki serotonin denen mutluluk hormonunun bu gıdalarla artması yüzündendir. Stresle artan kortizol hormonu da serotonini azaltmaktadır. İyi uyuyamayan kişilerde de acıkma atakları olma nedeni serotonin azlığındandır.
Gıdaların doyma indeksi de önemlidir. Enerji yoğunluğu düşük olan gıdalar daha hızla doygunluk sağlar. Patates, elma, portakal ve makarna daha fazla doygunluk sağlar. Çikolata, fıstık daha az tok tutar. Enerji yoğunluğu dışında tokluk derecesi gıdanın GI&#8217;ne bağlıdır. Düşük GI&#8217;li gıdalar ince barsakta daha uzun kalır ve açlık azalır. Yüksek GI&#8217;li gıdalar açlığı artırır çünkü kan şekerini hızla artırır ve hızla düşürürler. Adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları kan şerkeri hızla düşünce artar ve iştahı artırır.
Gİ Diyeti kimler için faydalıdır?
Kilolu ve obezlere,
Tip 1 Şeker hastalarına
Tip 2 Şeker hastalarına
Prediyabet-Gizli Şekeri olanlara
Gebelik Şekeri Olanlara ,
Reaktif hipogisemisi-Kan şekeri düşük olanlara
Trigliseridi yüksek olanlara,
Metabolik sendromu olanlara,
Polikistik over sendromu olanlara,
Yağlı karaciğeri olanlara,
Sağlıklı yaşam için herkese
Gözdeki makula dejenerasyonunu önlemek için
Kanser, kalp hastalığı ve felçten korunmak için
Gİ DİYETİNİN UYGULANMASI
Gİ diyetinin uygulanmasında 3 önemli adım vardır:
1. Akılcı karbonhidrat seçimi yapmak, yani yüksek Gİ yerine düşük Gİ&#8217;li karbonhidratları yemek
2. Gıdaların yaklaşık olarak Gİ değerlerini öğrenmek
3. Günlük karbonhidrat miktarını ölçülü almak ve düşük Gİ&#8217;li de olsa fazla karbonhidrat almamak. Yani her öğünde asla fazla kalori almamak.
Bir diyetin başarılı olması onun devam ettirilebilir olmasına bağlıdır. Bir süre uygulanıp sonra devam ettirilemeyen diyet veya beslenmenin anlamı yoktur. Herkesin vücudu, bağırsakları, gıdaları parçalayan enzimleri aynı olduğuna göre gıda seçimi büyük önem taşımaktadır.
Kilo vermede en önemli konu iştah kontrolüdür. İştah kontrolü için barsakta sindirimi uzun süren ve bu nedenle kan şekerini hızla artırmayan düşük GI&#8217;li gıdaların seçilmesi önem taşımaktadır.
GI&#8217;le beslenmeniz demek elinizde hesap makinesi Gİ hesaplamak, elde tablolar ona göre beslenmek demek değildir. Önemli olan kaliteli karbonhidrat yemektir.

 
Diyete başlayınca bağırsak problemlerim çok oluyor. Bu sıkıntının oluşması düşük kalori almamdan dolayı mıdır?

Diyet konstipasyon (kabızlık) yapar mı

Düşük kalori almanız demek, daha az besin tüketmeniz demektir. İyi hazırlanmış bir beslenme programı zayıflama amacıyla yazılmış bile olsa, posa yönünden zengin olmalı ve yeteri kadar yağ alımını sağlamalıdır. Konstipasyon (kabızlık) sorununuz diyet dışında yok ve sadece diyet yaptığınız dönemlerde ortaya çıkıyor ise, yediklerinizin miktarı ciddi derecede azalıyor günlük posa alımınız olması gerekenin altına düşüyor olabilir.

Günde 3 porsiyon sebze-salata

Aralarda mutlaka meyve (özellikle kuru meyveler)

Günde 8-10 bardak su

Öğünlerde 1-2 şer dilim ekmek (tam undan)

Yemeklerde 1-2 tatlı kaşığı sıvıyağ (kişiye göre değişir) tüketin.

Egzersiz yönünden yeterli olup olmamasına özen gösterin.

Bunlara rağmen kabızlık sorununuz geçmiyor ise, doktorunuza başvurmanızda yarar var.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
X