Siz!! diyettesiniz!! / Mehmet Öz

blur

Guru
Kayıtlı Üye
7 Mart 2008
150
9
Arkakadaşlar yaklaşık 1 sene önce Mehmet Öz’ün “siz diyettesiniz” adlı kitabını almıştım fakat bir köşede duruyordu. Nihayet okudum ve kitapta önemli gördüğüm yerleri sizler için derledim. Kitapta L-carnitine’den, kromyum pikolinata; 14 günlük bir diyet listesinden, çeşitli egzersiz biçimlerine kadar oldukça kapsamlı bir sürü bilgi var. Öncelikle şunu belirteyim, Mehmet Öz kilodan çok, bel çevresi ölçüsü üzerinde durulması gerektiğini kitap boyunca 100lerce kez belirtmiş. Gelelim önemli bilgilere;

  • Çoğu diyet programı, dar pantolon sorunları için sağduyulu çözümler üretir: Daha az yiyin, daha ince olun. Ağzınızı kapalı tutarsanız, kiloları da uzak tutarsınız. Saunada yaşayan bir sumo güreşçisi gibi terleyin, kısa süre içinde kağıttan bile ince olursunuz. Ama işler gerçekten o şekilde sürüseydi, o zaman çoğu diyet programı başarısız olmazdı.

  • Erkeklerde günde 3 gramlık dozlarda L-carnitine takviye tableti kasların karbonhidratları kullanmasına yardımcı olur ama gerek erkek gerekse kadınlarda, kan damarları fonksiyonları için de iyidir.

  • Arada bir beslenme sigaraları sayılabilecek şeyler yiyebilirsiniz: bir tane size zarar vermezken, kötü bir alışkanlık kazanmanıza da neden olabilir. Bu yüzden kendinize hata yapma hakkı verin ve sonra tekrar doğru yola dönün.

  • Obez insanlarla ince insanlar arasındaki fark yağ hücresi sayısı değil, bu hücrelerin büyüklüğüdür. Şişmanladıkça daha fazla yağ hücresi üretmezsiniz; ergenlik çağındaki yağ hücresi sayınız neyse, sabit kalır. Bu arada, kaslar da aynı şekilde çalışır. Daha fazla kas hücresi üretmezsiniz; sadece kas hücreleriniz genişler.

  • Hiç yemek yemeyerek veya çok az kalori tüketerek uzun sürelerde “diyet” yapmaya çalıştığınızda, beyniniz açlığı algılar ve tüm vücudunuza SOS sinyalleri göndererek kıtlığa karşı yağ depolanmasını emreder.

  • Her güne ne zaman ve ne yiyeceğinizi bilerek başlayın. Bu şekilde, öğün atladığınızda gerçekleşen, açlıkla tıka basa tokluk arasındaki 180 derecelik dönüşten uzak durursunuz.

  • ıştah aslında 2 şekilde gelir: Size kendinizi aç hissettiren fizyolojik sinyaller ve sizi yiyeceğe çeken duygusal kandırmacalar.

  • Yiyecek kutularının etiketlerini, borsa analizleri veya astroloji yorumlarını okuduğunuz kadar dikkatli okuyun. ıçerik listesinin ilk 5 maddesinde şu maddeleri barındıran ürünleri tüketmeyin:

Basit şeker
Zenginleştirilmiş, aklandırılmış veya rafine un
HFCS (yüksek früktozlu glikoz şurubu)​

  • Bazı insanların yeme nedeni, doyum merkezlerinin dikkat çekmeye çalışmasıdır. Ama bazen, o iştah merkezleri mideyi doyuracak değil, susuzluğu yatıştıracak şeyler ister. Açlık duyduğunuzda, önce 1-2 bardak su için ve vücudunuzun gerçekte ne istediğini anlamaya çalışın.

  • Karbonhidrat oranı çok yüksek bir beslenme düzeni size kendinizi daha aç hissettirir (NPY hormonunu arttırarak). Beslenme düzeninde karbonhidrat oranını %50’nin altında tutmalısınız.

  • Kuruyemiş yemek, tahmin ettiğiniz gibi yüksek bir kalori alımına neden olmaz, çünkü kuruyemişten gelen kalorinin %5-15’i bağırsak sistemi tarafından alınmaz.

  • Yemeğe başlamadan 20 dk önce doğru türde yağlardan bir miktar yerseniz (6 tane ceviz, 12 tane badem ya da 20 tane fıstık), beyninize tok olduğunuz sinyalini gönderek hormon sisteminize hile yapabilirsiniz.

  • Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, greyfurt yağı kokusunun iştahı ve kiloyu azaltmakta etkili olduğunu göstermiştir (ender saraç ise aynı şeyi nane için söylüyor).

  • Haftada 3 kez 100 gr’lık porsiyonlar halinde balık yiyerek veya günde 1-2 adet 2 gr’lık balık yağı tableti alarak ya da 30 gr ceviz yiyerek omega-3 almanızı öneriyoruz.

  • Araştırmalar günde 3 bardak yeşil çay içmenin kilo vermeye yardımcı olduğunu ve 3 ay içinde bel çevresini %5 azalttığını göstermiştir.

  • Aktif içeriği kurkumin olan zerdeçal sindirim sistemini düzenler. Ama doğru miktarda eklemeniz gerekir; bir çimdik (1/8 çay kaşığı). Daha fazla eklerseniz, yemeğinizin tadı hardal gibi olur.

  • Yakın zamanda yapılan araştırmalar, kahvenin hipertansiyona neden olmadığını gösterdi; ama diyet içecekler ve kafeinli şeker bunu yapar. Nedeni mi? Farkın sorumlusu mısır şurubu ya da karamel renklendirici olabilir. Bu, kafeini potansiyel bir bel ölçüsü kontrolü ilacı olarak düşündüğünüzde aklınızdan çıkarmamanız gereken bir noktadır.

  • Çin yemeklerinde (gördüğüm kadarıyla sadece çin yemekleri değil birçok hazır gıdada var) bağımlılık yapıcı madde, monosodyum glutamat (MSG), vücudun metabolizma sistemlerini bozucu rol oynayabilir. MSG, beyindeki glutamin alıcılarını aşırı tetiklemek için kullanılır. Bu da daha fazla yememize ve daha yüksek insülin seviyesine yol açabilir.

  • Kan şekerinizin tavan yapmasının bir nedeni, elbette ki şekerin kendisidir. Saf şekerden söz ediyoruz; yağ veya protein içermeyen şekerden. Olabildiğince az miktarda basit şeker yemenizi tavsiye etmemize rağmen, eğer yerseniz, öncesinde bir avuç kuruyemiş yemeyi unutmayın.

  • Çeşitli yiyeceklerde (özellikle mantarda) bulunan bir mineral olan krom, kandaki şeker seviyesini kontrol etmenize yardımcı olur. Her gün 200 mikrogram kromyum pikolinat almak, insülin alımını hızlandırır, hücrelerinizin yakıt için daha fazla şeker kullanmasına yardımcı olur. Bir araştırma, 10 hafta boyunca krom alanların 2 kg verdiğini gösterdi.

  • 12 saatten uzun süre aç kaldığınızda metabolizma hızınız %40 düşer. Öğün atladığınızda, vücudunuz bir beslenme felaketi olduğunu hisseder ve hemen yakma kipini terk ederek depolama kipine geçer. kahvaltı alışkanlığı olanlar, kahvaltıyı atlayanlara göre daha zayıftırlar (genellikle), çünkü metabolizma genleri açıktır; yani, aldıkları kaloriler daha yağa dönüşmeden yanar.

  • Bel ölçünüzün boyunuza oranının, sağlığınız açısından büyük önem taşıdığı anlaşılmıştır. Bel-boy oranınız %50’den az olmalıdır ama Barbie’ninkinin %25, Ken’inkinin de %36 olduğunu unutmayın. Ortalama, erkekler için %58, kadınlar için ise %54’tür.

  • Egzersizi ilaç gibi düşünün. Araştırmalar, egzersizin depresyon riskini en az antidepresanlar kadar etkili şekilde azalttığını göstermiştir. Günde 30 dk yürümenin göğüs kanseri riskini %30 azalttığı, hayatta kalma olasılığını %70 artırdığını göstermiştir.

  • Her yarım kilo kas, sadece varlığını sürdürebilmek için bile günde 40 ila 120 kalori yakar; oysa yağ bunun için sadece 1 ila 3 kaloriye ihtiyaç duyar. Günler geçtikçe, bu durum metabolizma hızınızda ve kalori yakma oranınızda çok büyük bir fark yaratır. Vücudunuza kas dolu bir su şişesi eklediğinizde, biz buzdolabı dolusu yağ yakabilirsiniz.

  • Vücudun belli bir kısmı için egzersiz yapmak o noktada yağ yakılmasını sağlamaz. Neredeki yağın yakılacağına vücudunuz karar verir, dolayısıyla egzersiz sayesinde belli noktaları inceltmek diye bir şey söz konusu değildir. Aksi takdirde, spor salonunda gıdılarını inceltmek için tuhaf boyun hareketleri yapan insanlar görürdük.

  • ınsanlar egzersiz yapmaya ve sağlıklı beslenmeye başladıklarında, ilk tepkileri hayal kırıklığı olur, çünkü görünüşte vücut ağırlıkları değişmez. Bunun nedeni, yağın yüzmesi kasın batmasıdır. Dolayısıyla biraz kas oluşturduğunuzda ve yağ attığınızda, baskülde hemen belirgin bir fark göremeyebilirsiniz ama bel ölçünüzde ve genel biçiminizde belirgin bir fark görebilirsiniz. Egzersize geçiş sürecini tamamladığınızda, muhtemelen vücut orantılarınızda, metabolizma hızınızda, kilonuzda ve bel ölçünüzde göze çarpan değişiklikler görürsünüz.

  • Çeşit hayatın lezzeti olabilir ama aynı zamandan diyetin sonu da olabilir. Bir öğün için çok fazla seçeneğiniz olduğunda, iyi yeme alışkanlıklarının dışına çıkıp kötü beslenme alışkanlıklarına geri dönmeniz çok kolaydır. Yağ bombalarından kendinizi korumanın bir yolu, en azından günde 1 öğünde seçenekleri ortadan kaldırmaktır (köpeğinizi düşünün: Bobi her gün aynı mamayı yediğinde, kilosunu koruyabilir. Ama akşam yemeğinden kalan artıkları karıştırmaya başladığında, küçük kanişiniz iri bir buldog gibi görünmeye başlar).

  • Ameliyat gerekmeden yağ hücrelerini alabileceğini iddia eden herkes, bir kredi kartı hırsızından daha sahtekardır. Sarı sayfalarda, telefon kulübelerinde ve çeşitli yerlerde gördüğünüz “mezoterapi” reklamlarından uzak durun. 10 ila 20 seansla derinizin altına bir ilaç enjekte ederek sizi kandırırlar; bu tedavilerdeki ilaçların etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Elbette bazı kimyasallar (sülfürik asit gibi) gerçekten işe yarayabilir ama bu kimyasalları tıkanmış lavabolara saklamanızı tercih ederiz.

  • Selüliti almak, ancak şüpheli görünen bir beni plastik kaşıkla kaldırmak kadar kolaydır: Yapılamaz. Hiçbir krem (birçoğunda aktif içerik olarak kafein bulunur), ilaç, lazer ya da masaj selülit izlerini kaldıramaz. Fransa’da kullanılan bir yöntem “endermoloji” adını taşıyor. Selülit görüntüsünü geçici olarak düzeltebilir ama bu sadece geçicidir ve bizce o kadar para harcamaya değmez.

şimdilik bu kadar...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ve tatlandırıcılar…

Sükraloz

Kapsamı: 1976 yılında keşfedildi ama yıllar boyunca yaygın kullanıma sunulmadı.

Hakkındaki gerçek: Bu konuda araştırma henüz tamamlanmadı ama dolabınızda bulundurabilirsiniz. Yaygın kullanımı bizim için çok yeni ama görünüşe bakılırsa en fazla umut vadeden bu; ve yemek pişirirken kullanabileceğiniz en iyi malzeme.

Aspartam

Kapsamı: 1981 yılında pazara girdi. Çeşitli araştırmalarda, sağlığa zararlı etkilerini bulduk ama o araştırmalar çok sınırlıydı.

Hakkındaki gerçek: Çok gizli bir şekilde geliştirildi ve temelde zaman testine dayandı. Ama vücudunuzda en süre kalacak olan tatlandırıcıdır ve ısıtılamaz; ısıtıldığında formaldehide dönüşür (cenaze masraflarını düşünmeye başlayabilirsiniz). Beynin belli vitaminleri, antioksidanları ve magnezyum mineralini kullanma becerisini de zayıflattığı görülmüştür.

Sakarin


Kapsamı: 1900’lerden beri ortalıkta ve bazı araştırmalar sağlık riski göstermesine rağmen, o araştırmalar belirgin şekilde sınırlıydı.

Hakkındaki gerçek: Tatlandırıcılar arasında en güvenlisi gibi görülmektedir ve hakkında uzun vadeli güvenilir veri bulunmaktadır; hatta verilerin bazıları olumlu olmasa bile. (250 mililitrelik diyet içeceklerden günde 80 tane tüketirseniz, idrar yolu kanseri riskiniz artar. Biz o kadar içemedik, size iyi şanslar)

Agav nektarı

Kapsamı:
Aşırı tatlı bir doğal maddedir.

Hakkındaki gerçek: Deneyin. Kalori miktarı çok yüksek olsa da, aynı etkiyi yaratmak için normal bir şekerin çok küçük bir değerinde miktara ihtiyacınız var.

Stevia

Kapsamı: Kalori içermeyen doğal bir bitkisel madde. Tadı ideal değildir ve bazı araştırmalarda sperm sayısını azalttığı gözlemlenmiştir.

Hakkındaki gerçek: Tat ve potansiyel yan etkileri açısından, teşekkürler, istemeyiz. Hiçbir diyet meşrubat, kısır olma riskine girmeye değmez.
 
Teşekkürler bilgilendirme için, merak ediyordum ben de bu kitabı, bir ara alıp okumayı düşünüyorum.
 
Çok güzel bilgiler eline sağlık.
Mehmet Öz efsanevi bir insan, her şeyi o kadar basite indirgeyerek herkesin anlayacağı şekilde anlatıyor ki, hayranım..
zemuszemus
 
X