"Sevdiğim Laflar"

40lı yaşlara gelmeden yapmazsan pişman olacağın şeyler:
1-bir tane bile olsa samimi arkadaşın olsun
2-tek başına seyahat et
3-sevdiğin bir spor dalı seç ve uygulamaya geçir. hobin olsun
4-sigara içiyorsan bırak
5-istemeyi öğren.(sen söylemezsen yardıma ihtiyacın olduğunu anlamayabilirler. bir şeyi hak ettiğini anlamayabilirler. onlar fark etsin diye düşünme, öyle bir dünya yok. istemek ayıp değil. istemezsen içinde öfke birikir.
6-açık iletişim kurmayı öğren. kırıldıysan pasif agresif tutum göstermek yerine bunu karşı tarafa ifade et. belki karşı taraf seni anlamayacak ama olsun. kendini net ifade eden insanlar sonrasında daha az üzülüyor.
7-reddedilmeyi kişisel algılama, deneyim olarak hafızana al. bazen olmaz bunu kabullen. bu senin kontrolünde olan bir şey değil
8- istediğimiz şeyi karşı tarafa aktarmak(sevgi, hak ettiğin herhangi bir şey)
9-sağlıklı ve dengeli beslenme. zihin berraklığımızı hayat kalitemizi en çok belirleyen şeylerden biri.işlemmiş gıda ve hazır yemek tüketimini sınırla.
10-etrafındaki insanları ayırt et (iyi gelen-kötü gelen insanlar )
 
Her şeye evet dediğinde dünyanın en sevecen insanı olmazsın, aksine en yorgun ve stresli insanı olursun.
 
Karşıdaki insanı değiştiremezsin.
Hava durumunu değiştirebiliyor musun? ona uyum sağlıyorsun, ona göre giyiniyorsun.
 
Yoğun duygular içindeyken kimseyle bununla ilgili iletişime geçme. Başka işlerle uğraş, sakinleş, duygulaarını demlendir. Demlenmeyen duygular karşı tarafta buruk bir tat bırakıyor. Sizin ham duygularınıza tahammül edecek tek kişi annenizdir, o da 0-2 yaş arasındayken !!
 
Sosyal ilişkilerin en büyük yararı, başka insanlara yardım etmekten kaynaklanır. Çevresindeki kişilere yardım eden kişilerin daha uzun yaşadıkları saptanmıştır. Özellikle aile ve akrabalık bağlarından ziyade arkadaşlık bağları bu yönden daha önemlidir. İyi ilişkiler, özellikle arkadaşlık ilişkileri, bizi mutlu ve sağlıklı tutar.
 
Kişi, hayatın kendisine sunduklarının ne kadar çok farkında olur ve tadını çıkartırsa, o kadar doyumlu bir hayat yaşar.
 
Psikolojik sermaye önemlidir; bu yönden güçlü bir kişi, zorlayıcı görevlerle başa çıkmak için kendine güven duyar, şimdi ve gelecek için başarılı olacağına inanır, hedefine ulaşmak için direnç gösterir, problemler karşısında esnek davranır ve uyum gösterir. Böyle bir kişi, iş hayatında potansiyeli ölçüsünde yüksek performans gösterir; kendisini işine adar, sorumluluklarını yerine getirir. Bir kurumda bu tür kişilerin sayısını artırmak gerekir.
 
İnsanın, tek başına altından kalkamayacağı bir sorunla karşılaştığı zaman yapması gereken, içine kapanmak yerine, bu sorunu birlikte omuzlayabileceği birisini bulmaktır.
 
Hiç durup düşündünüz mü? Hayatınızı ne kadar hızlı yaşadığınızı. Bir sorgulayın derim. Çünkü bu hayatınızın bir tekrarı yok farkına varın
 
Büyüyene kadar,
okulu bitirene kadar,
işe başlayana kadar,
evlenene kadar,
çok para kazanana kadar,
çocuklarınız olana kadar,
çocuklarınız evden ayrılana kadar,
cuma gecesine kadar,
pazar sabahına kadar,
yeni bir araba ya da ev alana kadar,
borçları ödeyene kadar,
ilkbahara kadar,
sonbahara kadar,
kışa kadar,
maaş gününe kadar,
şarkınız söylenene kadar,
emekli olana kadar,
ölene kadar... "
Mutlu olmak adına, içinde bulunduğunuz anın, daha iyi bir zaman olup olmadığına karar vermek için beklemekten vazgeçin! Mutluluk, bir varış noktası değil, bir yolculuktur
 
“En zeki öğrenciler tıp ve mühendisliğe gidiyor. İkinci derece mezunlar, iş idaresi ve iktisat gibi bölümlere giderek birinci derece mezunlarının yöneticisi oluyor. Üçüncü derece mezunlar siyasete yöneliyor ve siyasetçi olarak ülkenin birinci ve ikinci mezunlarına hükmediyor. Fakat eğitimde tamamen başarısız olanlar ise ordu ve emniyete katılarak, siyaset ve iktisada katılarak, tahakküm ederek, onları mevkilerinden indiriyor, isterlerse öldürüyor. Gerçekten dehşet verici olsa asla hiçbir okula gitmeyenler din adamı oluyor ve herkesin kendisine itaat etmesini sağlıyor.”
 
X