- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.001
Her geçen gün çıkan yeni diyet menülerinden sıkıldığınızı biliyorum. Fakat bu seferki farklı. Zaten bir diyet programı değil. Özünde şekilci olun zayıflayın, ne yiyorsanız onun şekline benzersiniz felsefesi yatıyor.
Kilo vermek, form tutmak, kilo almamak, tüm o muhteşem lezzetlere savaş açıp, gün boyu iştah kontrolünü ele almak dünyanın en zor becerilerinden birisi. Neden tüm diyetler başarısız? Hayır, yanılıyorsun demeyin bana zira işe yarıyor olsa, şu an bu yazıyı okurken kilo fazlalıklarınız aklınıza gelmezdi. Mevsim itibariyle kliniklerime gelen hastalarımın yarısından fazlası ve incelme tedavisi talep ediyor. Üstelik kış mevsiminden çıkıyoruz, yaza sayılı günler kalmışken, soğuk havalarda depoladığımız tüm karbonhidratlar bize gülerek bakıyor. Sonuç: Bir kez daha iştahımıza yenik düştük! 
Şimdi size enteresan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Ohio State Üniversitesi’nden Prof. Esther van der Knaap bitki genleri üzerinde bir çalışma yapmış. Amacı meyve sebzelerin şekillerinin neden farklı olduğunu anlamak. Neden bazısı uzun, bazısı kısa, bazısı yuvarlak ya da ince olduğunu araştırmış. Gen yapılarından dolayı, yuvarlak formların daha fazla şeker ve su tuttuğu, ince olanların ise yine gen yapılarından ötürü tam tersi olduğu anlaşılıyor. Çıkan sonuç bitki gen bilimi üzerinde güzel çalışmaların yapılabilmesine olanak sağlayacak.
Şimdi Esther van der Knaap’ın bilimsel makalesinden sıyrılıp, bu besinleri tüketen bizlere dönmek istiyorum. “Ne yersek oyuz” diyoruz, biliyorsunuz. Doğanın bize farklı şekil ve formlarda sunduğu besinlerle besleniyoruz. İşin uzmanları bizlere şunu yeme, bunu ye, şunda şu var, bunda bu yok gibi bir dolu bilgi veriyor. Peki, neden şekle kimse takılmıyor? İnce uzun bir besin, içeriğindeki genlerden dolayı bu formdadır. Araştırmadan çıkan sonuca göre az evvel de değim gibi yuvarlak formlu olanların şeker ve su tutma kapasitesi yüksek. Yediğimizde bedenimize aldığımız bu yapının bize de etki edeceği inancındayım. Kısaca kilo almamak için besinlerin ince, uzun olanlarını tercih etmek gerekiyor savını ortaya atmak istiyorum. 
Söz gelimi, muz, pırasa, salatalık, sivri biber, çalı fasulye, kiraz sapı gibi ince uzun besinler, domates, elma, lahana, kereviz gibi besinlere tercih edilmeli. Şekilci olun zayıflayın diyorum evet! Deneyin ve alacağınız olumlu sonuca inanamayacaksınız. Aslında bu tıpkı evli çiftlerin bir süre sonra birbirine benzemesi gibi bir mantığa sahip ya da en yakın arkadaşların aynı tercihleri yapması gibi bir şey… Dünyanın farklı bir aurası, mistik bir alt yapısı ve düzeni olduğu inancındayım. Açıklayamadığımız ve beynimizin algılayamadığı pek çok şey var. Biberin ince uzun bir şekilde bu dünyada var olmasının sebebi sadece genetik yapısıyla açıklanamaz. Benzer olaylar, benzer sonuçları doğurur inancı gibi, beslenme düzeninize şekli ve şemali taşımanızı, ince olanları tüketmenizi öneriyorum. Denemenin ne zararı var?
Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın! (mahmure.com)
Kilo vermek, form tutmak, kilo almamak, tüm o muhteşem lezzetlere savaş açıp, gün boyu iştah kontrolünü ele almak dünyanın en zor becerilerinden birisi. Neden tüm diyetler başarısız? Hayır, yanılıyorsun demeyin bana zira işe yarıyor olsa, şu an bu yazıyı okurken kilo fazlalıklarınız aklınıza gelmezdi. Mevsim itibariyle kliniklerime gelen hastalarımın yarısından fazlası ve incelme tedavisi talep ediyor. Üstelik kış mevsiminden çıkıyoruz, yaza sayılı günler kalmışken, soğuk havalarda depoladığımız tüm karbonhidratlar bize gülerek bakıyor. Sonuç: Bir kez daha iştahımıza yenik düştük!
Şimdi size enteresan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Ohio State Üniversitesi’nden Prof. Esther van der Knaap bitki genleri üzerinde bir çalışma yapmış. Amacı meyve sebzelerin şekillerinin neden farklı olduğunu anlamak. Neden bazısı uzun, bazısı kısa, bazısı yuvarlak ya da ince olduğunu araştırmış. Gen yapılarından dolayı, yuvarlak formların daha fazla şeker ve su tuttuğu, ince olanların ise yine gen yapılarından ötürü tam tersi olduğu anlaşılıyor. Çıkan sonuç bitki gen bilimi üzerinde güzel çalışmaların yapılabilmesine olanak sağlayacak.
Şimdi Esther van der Knaap’ın bilimsel makalesinden sıyrılıp, bu besinleri tüketen bizlere dönmek istiyorum. “Ne yersek oyuz” diyoruz, biliyorsunuz. Doğanın bize farklı şekil ve formlarda sunduğu besinlerle besleniyoruz. İşin uzmanları bizlere şunu yeme, bunu ye, şunda şu var, bunda bu yok gibi bir dolu bilgi veriyor. Peki, neden şekle kimse takılmıyor? İnce uzun bir besin, içeriğindeki genlerden dolayı bu formdadır. Araştırmadan çıkan sonuca göre az evvel de değim gibi yuvarlak formlu olanların şeker ve su tutma kapasitesi yüksek. Yediğimizde bedenimize aldığımız bu yapının bize de etki edeceği inancındayım. Kısaca kilo almamak için besinlerin ince, uzun olanlarını tercih etmek gerekiyor savını ortaya atmak istiyorum.
Söz gelimi, muz, pırasa, salatalık, sivri biber, çalı fasulye, kiraz sapı gibi ince uzun besinler, domates, elma, lahana, kereviz gibi besinlere tercih edilmeli. Şekilci olun zayıflayın diyorum evet! Deneyin ve alacağınız olumlu sonuca inanamayacaksınız. Aslında bu tıpkı evli çiftlerin bir süre sonra birbirine benzemesi gibi bir mantığa sahip ya da en yakın arkadaşların aynı tercihleri yapması gibi bir şey… Dünyanın farklı bir aurası, mistik bir alt yapısı ve düzeni olduğu inancındayım. Açıklayamadığımız ve beynimizin algılayamadığı pek çok şey var. Biberin ince uzun bir şekilde bu dünyada var olmasının sebebi sadece genetik yapısıyla açıklanamaz. Benzer olaylar, benzer sonuçları doğurur inancı gibi, beslenme düzeninize şekli ve şemali taşımanızı, ince olanları tüketmenizi öneriyorum. Denemenin ne zararı var?
Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın! (mahmure.com)
